Translation of "Balığı" in French

0.013 sec.

Examples of using "Balığı" in a sentence and their french translations:

Balina köpek balığı.

Le requin-baleine.

Akvaryum balığı besliyorum.

Je nourris le poisson rouge.

Balığı çiğ yeriz.

Nous mangeons du poisson cru.

Kızarmış balığı sevmem.

Je n'aime pas le poisson frit.

Marie balığı besledi.

Marie nourrissait les poissons.

Kedi balığı izliyor.

Le chat regarde le poisson.

Bu balığı yemiyorum.

Je ne vais pas manger ce poisson.

Akvaryum balığı canlı.

Le poisson rouge est vivant.

Kılıç balığı yedik.

Nous avons mangé de l'espadon.

Gerçekten balığı severim.

J'aime vraiment le poisson.

Mezgit balığı stoğunun büyüklüğünü

a durement travaillé dans la mer de Béring

Balığı ete tercih ederim.

Je préfère le poisson à la viande.

Haydi balığı pişirip yiyelim.

Cuisinons et mangeons le poisson !

Benim akvaryum balığı öldü.

Mon poisson rouge est mort.

Ben yılan balığı tuttum.

J'ai péché une anguille.

Tıpkı bu fener balığı gibi.

... de la taille de ce poisson-lanterne.

Sonra köpek balığı onu yakaladı.

Le requin l'attrape.

Tuz ve biberle balığı çeşnilendirdim.

J'ai assaisonné le poisson avec du sel et du poivre.

Bu balığı Fransa’da nasıl pişiriyorsunuz?

Comment cuisinez-vous ce poisson en France ?

Yunus balığı bir memeli türüdür.

Un dauphin est une sorte de mammifère.

Köpek balığı onu bacağından yakaladı.

Le requin le saisit par la jambe.

Biz yemeği sevdik, özellikle balığı.

Nous avons apprécié la nourriture, surtout le poisson.

Japon balığı gibi hafızam var.

J'ai une mémoire de poisson rouge.

Bir ton balığı salatası yedim.

J'ai mangé une salade de thon.

Kedi balığı ete tercih eder.

Le chat préfère le poisson à la viande.

Balığı kızartır kızartmaz tadına bakabilirsin.

Dès que j'ai grillé le poisson, tu auras le droit de le goûter.

O bir köpek balığı olabilir.

Ça pourrait être un requin.

Büyük balık, küçük balığı yer.

Le grand poisson mange le petit.

O, balığı nasıl pişireceğini sordu.

Elle demanda comment cuisiner le poisson.

Köpek balığı onu üstünden atmaya çalışıyordu.

Il essaie de s'en débarrasser tout en s'éloignant.

Biz sık sık balığı çiğ yedik.

Nous mangeons souvent du poisson cru.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğradı.

Il fut attaqué par un requin.

Genelleme yaparsak, Batılılar balığı çiğ yemezler.

En général les occidentaux ne mangent pas de poisson cru.

Japon milleti ton balığı yemeyi sever.

Les Japonais aiment manger du thon.

Onlar Fransa'da bu balığı nasıl hazırlıyorlar?

Comment préparent-ils ce poisson en France ?

Bu, nehre gelen bir somon balığı.

C'est un saumon qui a remonté la rivière.

Bu gece ızgara yılan balığı yiyeceğiz.

Ce soir nous mangerons des anguilles grillées.

"Kumul köpek balığı" olarak adlandırıldığı da olmuştur.

On l'appelle parfois "requin des dunes".

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

gravée dans ma mémoire d'un requin qui s'approche d'elle.

Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.

Le lendemain, un requin est venu.

Köpek balığı, kemikleri, kuyruğu ve hepsini yedi.

Le chien dévora le poisson, arêtes, queue, tout.

Somon balığı 12 feet yüksekliğe kadar sıçrayabilir.

Les saumons parviennent à sauter jusqu'à quatre mètres de haut.

Bu tür balığı daha önce hiç görmedim.

Je n'avais jamais vu ce genre de poisson auparavant.

Bu balığın bir tatlısu balığı olduğuna inanıyorum.

Je crois que ce poisson est un poisson d'eau douce.

Biz bu akşam kızarmış yılan balığı yiyoruz.

Ce soir nous mangerons des anguilles grillées.

Bu nehirden gelen herhangi bir balığı yememelisin.

Vous ne devriez pas manger de poisson provenant de cette rivière.

Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.

Comme il n'avait aucune possibilité de faire du feu, il mangea le poisson cru.

- Yunus bir memeli türüdür.
- Yunus balığı bir tür memelidir.

Un dauphin est une sorte de mammifère.

Ancak bu balığı eğer balık çubukları veya surimi yedinizse tatmışsınızdır.

mais que vous avez sans doute mangé dans des bâtonnets de poisson ou surimi.

- Lütfen, balık ve eti dondurunuz.
- Lütfen balığı ve eti dondurun.

Surgelez le poisson et la viande, s'il vous plaît.

Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.

Son odeur est sur le kelp, donc le requin se met à mordre les feuilles.

Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.

Les calmars lucioles génèrent leur propre lumière, grâce à des cellules appelées photophores.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Cette femelle calmar luciole migre à des centaines de mètres au-dessus des abysses.

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

Et peu après, un requin attrape un de ses bras et tournoie de façon terrifiante.

Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.

Le problème, c'est qu'elle doit y retourner. De l'autre côté, le requin flaire son odeur.