Translation of "Bahçesine" in French

0.010 sec.

Examples of using "Bahçesine" in a sentence and their french translations:

Bahçesine sebze ekti.

Elle a semé des légumes dans son jardin.

Hayvanat bahçesine gittim.

Je suis allé au zoo.

Hayvanat bahçesine gittik.

- Nous sommes allés au zoo.
- Nous sommes allées au zoo.

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

L'éléphant a été amené au zoo.

Onlar hayvanat bahçesine gittiler.

- Ils sont allés au zoo.
- Elles sont allées au zoo.

Dün hayvanat bahçesine gittim.

Je suis allée au zoo hier.

Hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

Comment puis-je me rendre au zoo ?

Hayvanat bahçesine gitmek istiyorum.

Je veux aller au zoo.

Tom bahçesine su püskürtüyor.

Tom arrose le jardin.

Buradan hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

Comment puis-je aller au zoo à partir ici ?

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Il nous a emmenés au zoo.

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

- Mon père nous a emmenés au zoo.
- Mon père nous a emmenées au zoo.

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

- Je suis allé au zoo avec ma sœur.
- Je suis allée au zoo avec ma sœur.

Dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

Hier ils sont allés au zoo en bus.

Hayvanat bahçesine gitmek istiyor musun?

- Est-ce que tu veux aller au zoo ?
- Souhaitez-vous aller au zoo ?

O onu hayvanat bahçesine götürdü.

- Elle l'emmena au zoo.
- Elle l'a emmené au zoo.

Çocuklarını sık sık hayvanat bahçesine götürür.

Il emmène souvent ses enfants au zoo.

Tom arka bahçesine bir palmiye dikiyor.

Tom plante un palmier dans son arrière-cour.

Onlar dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

Hier ils sont allés au zoo en bus.

Kız kardeşim çocukları hayvanat bahçesine götürdü.

Ma sœur a emmené les enfants au zoo.

O, onu hayvanat bahçesine götürmemi önerdi.

- Elle suggéra que je l'emmène au zoo.
- Elle a suggéré que je l'emmène au zoo.

O, onunla birlikte hayvanat bahçesine gitti.

- Elle se rendit au zoo avec lui.
- Elle s'est rendue au zoo avec lui.
- Elle alla au zoo avec lui.
- Elle est allée au zoo avec lui.

Tom bahçesine üç elma ağacı dikti.

Tom a planté trois pommiers dans sa cour.

Tom, Mary'yi hayvanat bahçesine götürmemi istedi.

Tom m'a demandé d'emmener Mary au zoo.

Hayvanat bahçesine giden otobüs bu mu?

Est-ce le bus qui va au zoo ?

Kız hayvanat bahçesine götürülme konusunda ısrar etti.

La fille insista pour qu'on l'amène au zoo.

Birkaç dakikalık yürüyüş onu hayvanat bahçesine getirdi.

Il fut au zoo en deux ou trois minutes de marche.

Bana hayvanat bahçesine giden yolu söyleyebilir misin?

Pourriez-vous m'indiquer le chemin du zoo ?

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götüreceğim.

J'emmène mon fils au zoo cet après-midi.

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill a amené son petit frère au zoo.

Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?

Est-ce que tu voudrais aller au zoo cet après-midi ?

Son kez ne zaman bir hayvanat bahçesine gittin?

C’était quand la dernière fois que tu es allé au zoo?

Geçen Cumartesi, ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

Samedi dernier, ma famille est allée au zoo pour voir les pandas.

Geçen pazar ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

Dimanche dernier, ma famille est allée au zoo pour voir des pandas.

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem konusunda ısrar etti.

Jimmy insista pour que je l'amène au zoo.

Tom ve Mary okullarını astılar ve hayvanat bahçesine gittiler.

Tom et Mary ont séché les cours et sont allés au zoo.

Tom bahçesine üç elma ağacı ve bir şeftali ağacı dikti.

Tom a planté trois pommiers et un pêcher dans sa cour.

Hayvanat bahçesine gitmeyi mi yoksa sinemaya gitmeyi mi tercih edersin?

Aimerais-tu mieux aller au zoo ou au cinéma ?

- Tom arka bahçesinde bir eskimo kulübesi inşa etti.
- Tom arka bahçesine bir iglo kurdu.

Tom a construit un igloo dans son jardin.