Translation of "öğretiyor" in French

O, İngilizce öğretiyor.

Elle enseigne l'anglais.

Tom İngilizce öğretiyor.

Tom enseigne l'anglais.

İspanyolca öğretiyor musun?

Enseignez-vous l'espagnol ?

O, Arapça öğretiyor.

Il enseigne l'arabe.

O bana öğretiyor.

Il m'instruit.

Tom Fransızca öğretiyor.

Tom enseigne le français.

O yoga öğretiyor.

Elle enseigne le yoga.

Fransızca öğretiyor musun?

- Enseignez-vous le français ?
- Enseignes-tu le français ?

Astronomi tevazu öğretiyor.

L'astronomie enseigne l'humilité.

Sana kim Fransızca öğretiyor?

Qui vous enseigne le français ?

Tom, Mary'ye Fransızca öğretiyor.

Tom enseigne le français à Marie.

O bize Fransızca öğretiyor.

- Elle nous apprend le français.
- Elle nous enseigne le français.

Tom çocuklarıma Fransızca öğretiyor.

Tom enseigne le français à mes enfants.

Tom arkadaşlarına Fransızca öğretiyor.

Tom enseigne le français à ses amis.

Tom bize Fransızca öğretiyor.

Tom nous enseigne le français.

O öğrencilere İngilizce öğretiyor.

Elle enseigne l'anglais aux étudiants.

Tom hâlâ Fransızca öğretiyor.

Tom enseigne toujours le français.

Bay Brown bize İngilizce öğretiyor.

M. Brown nous enseigne l'anglais.

Tom bana gitar çalmayı öğretiyor.

Tom m'a appris à jouer de la guitare.

Babam bir ortaokulda İngilizce öğretiyor.

Mon père enseigne l'anglais dans un collège.

Tom bir lisede Fransızca öğretiyor.

Tom enseigne le français dans un lycée.

Tom bana boya yapmayı öğretiyor.

Tom m'apprend à peindre.

Bayan Jones, bilgisayar bilimleri öğretiyor.

Mme Jones enseigne l'informatique.

Tom hâlâ Fransızca öğretiyor mu?

Tom enseigne-t-il toujours le français ?

Bay Jones bize ingilizce konuşmayı öğretiyor.

M. Jones nous enseigne la conversation en anglais.

- O, Arapça öğretiyor.
- O Arapça öğretir.

Il enseigne l'arabe.

- Tom Fransızca öğretir.
- Tom Fransızca öğretiyor.

Tom enseigne le français.

- Sana kim öğretiyor?
- Sana kim ders veriyor?

- Qui vous enseigne ?
- Qui t'enseigne ?

- O bize Fransızca öğretir.
- O bize Fransızca öğretiyor.

Elle nous apprend le français.

- Mary, Londra'da Fransızca öğretiyor.
- Mary, Londra'da Fransızca dersi veriyor.

Marie enseigne le français à Londres.

- Bay Kato bize İngilizce öğretiyor.
- Bay Kato bize İngilizce öğretir.

M. Kato nous enseigne l'anglais.

- O, otuz yıl boyunca müzik öğretti.
- Otuz yıldır müzik öğretiyor.

Elle a enseigné la musique pendant trente ans.

- Tom tarih öğretiyor.
- Tom tarih dersi veriyor.
- Tom tarih öğretmenliği yapıyor.

Tom enseigne l'histoire.

- İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
- O, İngilizce öğrettiği gibi matematik de öğretiyor.

Il enseigne les mathématiques aussi bien que l'anglais.