Translation of "Özgürlük" in French

0.008 sec.

Examples of using "Özgürlük" in a sentence and their french translations:

Özgürlük.

La liberté.

Özgürlük düşmanları için özgürlük yoktur.

Pas de liberté pour les ennemis de la liberté.

- Özgürlük bedava değildir.
- Özgürlük bedelsiz değildir.

La liberté n'est pas gratuite.

İstediğimiz şey özgürlük.

Ce que nous voulons, c'est la liberté.

Tüm farkı özgürlük yaratıyor.

La liberté fait toute la différence.

Tüm farkı özgürlük yaratıyor

La liberté fait toute la différence

Bireysel özgürlük, demokrasinin ruhudur.

La liberté individuelle est l'âme de la démocratie.

Bireysel özgürlük demokrasinin temelidir.

La liberté individuelle est la base de la démocratie.

Cahil için özgürlük yoktur.

Il n'y a pas de liberté pour l'ignorant.

Onlar özgürlük için savaştılar.

Ils se sont battus pour la liberté.

Özgürlük anıtı Amerika'nın sembolüdür.

La statue de la liberté est un symbole de l'Amérique.

Özgürlük için bedel ödenmeli.

On doit payer pour la liberté.

Kral mahkumlara özgürlük verdi.

Le roi accorda la liberté à tous les prisonniers.

Bronx Özgürlük Fonu tarihi boyunca

Dans toute l'histoire du Fonds pour la liberté du Bronx,

Düşüncelerimize ve hayallerimize özgürlük tanıyalım.

comme démontré à ce TEDGlobal 2017.

Özgürlük Heykeli New York'ta bulunur.

La statue de la Liberté se trouve à New York.

Özgürlük aşkı bizi buraya getirdi.

L'amour de la liberté nous a amenés ici.

Onlar özgürlük için mücadele veriyorlar.

Ils combattent pour la liberté.

Birinin teroristi diğerinin özgürlük savaşcısı.

Le terroriste pour l'un est un combattant de la liberté pour un autre.

Özgürlük Anıtı New York'ta bulunmaktadır.

La statue de la Liberté est située à New York.

Onu kullanmadığın sürece özgürlük yararsızdır.

La liberté est inutile, sauf si vous l'utilisez.

Özgürlük cehaletin bittiği yerde başlar.

La liberté commence où l'ignorance finit.

Özgürlük istiyorsan onun için savaşmalısın.

Si vous voulez la liberté, vous devez vous battre pour elle.

Özgürlük gümüş ve altından daha değerlidir.

La liberté vaut mieux que l'or et l'argent.

Özgürlük ülkesi, geleceğin ülkesi, seni selamlıyorum!

Terre de liberté, terre de l'avenir, je te salue !

Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

Les réfugiés rescapés aspiraient à la liberté.

Bronx Özgürlük Fonu müdahele etti ve kefaletini ödedi.

Le Fonds pour la liberté du Bronx est intervenu et a payé sa caution.

Bana ya özgürlük verin ya da ölüm verin!

- Donnez-moi la liberté ou donnez-moi la mort.
- Donne-moi la liberté ou donne-moi la mort.

Pek çok kişi bu özgürlük bayrağı altında toplandı.

De nombreuses personnes se rassemblèrent sous cette bannière de liberté.

Yaşamı bize veren Tanrı, aynı zamanda özgürlük de verdi.

Le Dieu qui nous a donné la vie, nous a donné également la liberté.

Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur.

La liberté consiste à pouvoir faire tout ce qui ne nuit pas à autrui.

Hepimiz için bilişsel özgürlük hakkında yenilik talep etme zamanı geldi.

Le temps est venu pour nous d'appeler à une révolution de la liberté cognitive,

Fransa "Dünya'yı Aydınlatan Özgürlük" heykelini Amerika Birleşik Devletleri'ne hediye etti.

La France a offert aux États-Unis la statue de la « Liberté éclairant le monde ».