Translation of "şeye" in Finnish

0.005 sec.

Examples of using "şeye" in a sentence and their finnish translations:

Hiçbir şeye dokunma.

- Älä koske mihinkään.
- Älkää koskeko mihinkään.

Hiçbir şeye dokunmadık.

Emme ole koskeneet mihinkään.

Bir şeye dokunmayacağım.

En koske mihinkään.

Her şeye sahipsiniz.

Sinulla on kaikkea.

Duyduğunuz her şeye inanmayın.

- Älä usko kaikkea, mitä sinä kuulet.
- Älä usko kaikkea, mitä kuulet.

Her şeye sahip olamazsın.

Kaikkea ei voi saada.

Okuduğun her şeye inanma.

Älä usko kaikkea, mitä luet.

Bir şeye ihtiyacımız yok.

Me emme tarvitse mitään.

Burada hiçbir şeye dokunma.

Älä koske mihinkään täällä.

Hey, hiçbir şeye dokunma!

- Hei, älä koske mitään!
- Hei, älkää koskeko mihinkään!
- Hei, älä koske mihinkään!
- Hei, älkää koskeko mitään!

Artık hiçbir şeye güvenmiyorum.

En luota enää mihinkään.

- Tom'un söylediği hiçbir şeye güvenmemelisin.
- Tom söylediği herhangi bir şeye inanmamalısın.

Sinun ei pitäisi luottaa mihinkään, mitä Tom sanoo.

Hoşunuza giden bir şeye buyurun.

- Ota mitä tahansa mielesi tekee.
- Ottakaa mitä tahansa mielenne tekee.

Yiyecek bir şeye ihtiyacımız var.

Tarvitsemme jotain syötävää.

Bir şeye ihtiyacın var mı?

Tarvitsetko jotain?

İçecek bir şeye ne dersin?

Kävisikö jokin juotava?

Sahip olduğum şeye ihtiyacın var.

Tarvitset sitä, mitä minulla on.

Tom'un söylediği hiçbir şeye inanma.

Älä usko kaikkea, mitä Tomi sanoo.

Tom istediği her şeye sahipti.

Tomilla oli kaikki mitä hän halusi.

Tom'un söylediği her şeye inanmıyorum.

En usko kaikkea, mitä Tom sanoo.

Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok.

Emme tarvitse mitään muuta.

Gözümle görmediğim hiçbir şeye inanmam.

En uskon mitään, mitä en ole omin silmin nähnyt.

Tom'un söylediği her şeye inanamıyorum.

En voi uskoa kaikkea mitä Tom sanoo.

Gerçekten o şeye inanıyor musun?

- Uskotko sinä todella tuommoiseen?
- Uskok sä oikeesti tommoseen?

Tom'un söylediği her şeye inanma.

Älä usko kaikkea, mitä Tom sanoo.

Allah her şeye gücü yetendir.

Jumala on kaikkivoipa.

Kimse Tom'un söylediği bir şeye inanmıyor.

Kukaan ei usko mitään mitä Tom sanoo.

Açlık her şeye iyi tat verir.

Nälkä saa kaiken maistumaan.

Tom'un sana söylediği hiçbir şeye inanma.

Älä usko mitään Tommin puheita.

Tom ihtiyacı olan her şeye sahip.

- Tommilla on kaikki, mitä hän tarvitsee.
- Tommilla on kaikki hänen tarvitsemansa.
- Tommilla on kaikki, mitä se tarvii.

Başka bir şeye ihtiyacımız var mı?

- Tarvitsemmeko muuta?
- Tarvitaanks me muuta?

Tom, kanepenin altında bulduğum şeye bak.

Tom, katso mitä löysin sohvan alta.

Ölümden sonra ruhum hiçbir şeye dönüşmüyor.

Kuolemani jälkeen sieluni ei muutu miksikään.

Tom'un sana söylediği her şeye inanmamalısın.

Ei kannata uskoa kaikkea, mitä Tomi sanoo.

Şu an bir şeye ihtiyacım yok.

Nyt en tarvitse mitään.

Onların bana söyledikleri şeye inanmayı reddettim.

Kieltäydyin uskomasta sitä, mitä he kertoivat minulle.

Bana koruma sağlayacak bir şeye ihtiyacım olacak.

Tarvitsen puolustuskeinon.

Bir çocuk için bir şeye ihtiyacım var.

Tarvitsen jotakin lapselle.

Tom ihtiyacı olan her şeye sahip gibi görünüyordu.

Tomilla näytti olevan kaikki mitä hän tarvitsi.

Eğer yanımda olsan başka bir şeye ihtiyacım olmaz.

Jos olet rinnallani, en tarvitse mitään muuta.

Onun doğum günü partim için getirdiği şeye bak.

Katso mitä hän on tuonut synttäreilleni!

- Bulduğuma inanmayacaksın.
- Ne bulduğuma inanmayacaksın.
- Bulduğum şeye inanmayacaksın.

Et kyllä usko, mitä löysin.

Tom odanın köşesindeki bir şeye bakıyor gibi görünüyordu.

Tom vaikutti tuijottavan jotain huoneen nurkassa.

- İçmek için soğuk bir şeye ne dersin?
- Soğuk bir şey içmeye ne dersin?
- İçecek soğuk bir şeye ne dersin?

Ottaisitko jotakin kylmää juotavaa?

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

En tiennyt silloin - nähneeni jotain uskomatonta.

Ben sana hiçbir şeye dokunmaman için açık talimatlar vermiştim.

Annoin sinulle tarkat ohjeet olla koskematta mihinkään.

- Tom'un söylediğine inanıyor musun?
- Tom'un söylediği şeye inanıyor musun?

Uskotko mitä Tom sanoi?

Hayatta başarılı olmak için iki şeye ihtiyacın var: bilgisizlik ve güven.

Menestyäksesi elämässä tarvitset kahta asiaa: tietämättömyyttä ja itsevarmuutta.

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.

Matemaatikoilla on tämä yhteistä ranskalaisten kanssa: mitä ikinä yritätkin sanoa heille, he ottavat sen ja kääntävät sen omalla tavallaan ja muuttavat se joksikin täysin erilaiseksi.