Translation of "Yemeklerini" in English

0.007 sec.

Examples of using "Yemeklerini" in a sentence and their english translations:

- Rus yemeklerini beğenirim.
- Rus yemeklerini severim.

I like Russian food.

- O Hint yemeklerini sever.
- Hint yemeklerini sever.

He likes Indian food.

Çocuklara yemeklerini verdim.

I served the children their meal.

Kore yemeklerini severim.

I love Korean food.

Tom'un yemeklerini özledim.

I miss Tom's cooking.

Çin yemeklerini sevmem.

I don't like Chinese food.

İtalyan yemeklerini sevmiyorum.

I don't like Italian food.

İtalyan yemeklerini seviyorum.

I like Italian food.

Çin yemeklerini sevmez misin?

Don't you like Chinese food?

Fransız yemeklerini çok seviyorum.

I like French food very much.

Tom Meksika yemeklerini sever.

Tom likes Mexican food.

O Çin yemeklerini sever.

She likes Chinese food.

Japon yemeklerini sever misin?

Do you like Japanese food?

Çin yemeklerini sevmediğini bilmiyordum.

- I didn't know you didn't like Chinese food.
- I didn't know that you didn't like Chinese food.

Tom Çin yemeklerini sever.

Tom likes Chinese food.

Tom İtalyan yemeklerini seviyor.

Tom likes Italian food.

Annemin yemeklerini gerçekten özlüyorum.

I really miss my mom's cooking.

Yunan yemeklerini yemekten hoşlanırım.

I like to eat Greek food.

Meksika yemeklerini hiç denemedim.

I've never tried Mexican food.

Endonezya yemeklerini beğeniyor musun?

Do you like Indonesian food?

İtalyan yemeklerini sever misin?

Do you like Italian food?

Meksika yemeklerini beğenir misiniz?

Do you like Mexican food?

Hint yemeklerini sever misin?

Do you like Indian food?

Tom Hint yemeklerini sever.

Tom likes Indian food.

Tom Çin yemeklerini sevmez.

Tom doesn't like Chinese food.

Tom kendi yemeklerini pişirir.

Tom cooks his own meals.

Meksika yemeklerini gerçekten sevmiyorum.

I don't really like Mexican food.

Tom Alman yemeklerini sevmez.

Tom doesn't like German food.

Çin yemeklerini hiç sevmiyorum.

I don't like Chinese food at all.

Ben Hint yemeklerini severim.

I like Indian food.

Çin yemeklerini genelde severim.

I usually like Chinese food.

Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın.

- You'll soon get used to eating Japanese food.
- You will soon get used to eating Japanese food.

Ben Çin yemeklerini çok seviyorum.

I like Chinese food a lot.

Tom Çin yemeklerini sevdiğini söylüyor.

Tom says he likes Chinese food.

Birçok kişi, Asya yemeklerini sever.

Many people like Asian food.

O restoranın yemeklerini beğendin mi?

How did you like the food at that restaurant?

Japon yemeklerini Birleşik Devletleri'ndeyken özleyeceksin.

You will miss Japanese food in the United States.

Sen kesinlikle Çin yemeklerini seviyorsun.

You definitely like Chinese food.

Japon yemeklerini pişirmeyi sever misin?

Do you like to cook Japanese foods?

Tom bütün yemeklerini odasında yedi.

Tom ate all his meals in his room.

Tom bütün kendi yemeklerini pişirdi.

Tom cooked all his own meals.

Tom Çin yemeklerini sever mi?

Does Tom like Chinese food?

O, Japon yemeklerini denemek istiyor.

She wants to try Japanese food.

Çin yemeklerini pek fazla sevmiyorum.

I don't like Chinese food very much.

Çin yemeklerini çok sık yemiyorum.

I don't eat Chinese food very often.

Tom, Çin yemeklerini hiç sevmez.

Tom doesn't like Chinese food at all.

Çin yemeklerini nasıl pişireceğimi biliyorum.

I know how to cook Chinese food.

Gerçekten İtalyan yemeklerini pek sevmiyorum.

I don't really like Italian food very much.

Tom, gerçekten Çin yemeklerini sever.

- Tom said he saw Mary waiting for the bus.
- Tom said that he saw Mary waiting for the bus.

Çin yemeklerini nasıl pişireceğimi öğreniyorum.

I've been learning how to cook Chinese food.

Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?

What kinds of meat dishes do you serve?

- Senin aşçılığını özleyeceğim.
- Senin yemeklerini özleyeceğim.

I'm going to miss your cooking.

- Kore yemeklerini severim.
- Kore mutfağını seviyorum.

I like Korean cuisine.

Neden sadece Çin yemeklerini sevmediğini söylemiyorsun?

Why don't you just say you don't like Chinese food?

Tom bana Çin yemeklerini sevdiğini söyledi.

- Tom told me he likes Chinese food.
- Tom told me that he likes Chinese food.

Tom Japon yemeklerini seviyor gibi görünüyor.

Tom seems to like Japanese food.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Japon yemeklerini özleyeceksin.

You will miss Japanese food in the United States.

Çin yemeklerini nasıl pişireceğimi öğrenmekle ilgilenmiyorum.

I'm not interested in learning how to cook Chinese food.

Tom, Çin yemeklerini sevip sevmediğimi sordu.

Tom asked if I liked Chinese food.

- Tom'un yemeklerini sevmiyorum.
- Tom'un aşçılığını beğenmiyorum.

I don't like Tom's cooking.

Kore yemeklerini gerçekten sevmiyorsun, değil mi?

You don't really like Korean food, do you?

Tom, Çin yemeklerini pişirmeyi öğrenmek istedi.

Tom wanted to learn how to cook Chinese food.

Bu, Tayland yemeklerini ilk yiyişin mi?

- Is this the first time you've eaten Thai food?
- Is this the first time that you've eaten Thai food?

- Tom'un yemeklerini sevmedim.
- Tom'un aşçılığını beğenmedim.

I didn't like Tom's cooking.

"İnsanlar evsizlerin olduğu yerde öğle yemeklerini yemeyecekler."

People are not going to eat lunch with the homeless people."

İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.

The two boys cooked their meal between them.

Öğle ve akşam yemeklerini saat kaçta yersin?

At what time do you eat lunch and supper?

Bu restoran otantik Fransız yemeklerini servis ediyor.

This restaurant serves authentic French cuisine.

Bu onların genellikle akşam yemeklerini yedikleri yer.

This is where they usually have their evening meals.

Tom Mary'ye Meksika yemeklerini sevip sevmediğini sordu.

Tom asked Mary if she liked Mexican food.

Çin yemeklerini Meksika yemeklerinden daha çok seviyorum.

I like Chinese food better than Mexican food.

Tom da ben de Kore yemeklerini severiz.

- Both Tom and I like Korean food.
- Tom and I both like Korean food.

Her gün dışarıda yediğim için, ev yemeklerini özlüyorum.

Because I eat out every day, I miss home cooking.

Her tür Asya yemeklerini severim, özellikle Tay yemeğini.

I like all sorts of Asian foods, particularly Thai food.

Tom ve Mary'ye öğle yemeklerini getirmelerini söylemeyi unuttum.

I forgot to tell Tom and Mary to bring their lunch.

Tom'un Çin yemeklerini ne kadar çok sevdiğini biliyorsun.

You know how much Tom loves Chinese food.

- Çin yemeğini sever misin?
- Çin yemeklerini sever misin?

Do you like Chinese food?

Tom, Mary'nin Çin yemeklerini nasıl pişireceğini düşünmediğini söyledi.

- Tom said he didn't think Mary knew how to cook Chinese food.
- Tom said that he didn't think Mary knew how to cook Chinese food.

Hem Tom hem de Mary, Tayland yemeklerini sever.

- Both Tom and Mary love Thai food.
- Tom and Mary both love Thai food.

Hem Tom hem de Mary Kore yemeklerini sever.

- Both Tom and Mary like Korean food.
- Tom and Mary both like Korean food.

Tom ve Mary ikisi de Kore yemeklerini sever.

- Both Tom and Mary like Korean food.
- Tom and Mary both like Korean food.

- Hint yemeklerini pek sevmem.
- Hint mutfağından pek hoşlanmam.

I don't like Indian food very much.

Tom para biriktirebilmek için yemeklerini kendi yapmaya başladı.

Tom started cooking his own meals to save money.

Tom ve Mary ikisi de Tayland yemeklerini sever.

- Both Tom and Mary love Thai food.
- Tom and Mary both love Thai food.

Tom ve Mary parkta öğle yemeklerini birlikte almaya başladı.

Tom and Mary started taking their lunches together in the park.

Tom ve ben her ikimiz de Çin yemeklerini severiz.

Tom and I both love Chinese food.

Kütüphanenin önündeki ağaçların altında öğle yemeklerini yiyen bazı adamlar vardı.

There were some men eating their lunches under the trees in front of the library.

"Tom, sizin işitme cihazınızı kaybettiğiniz söyleniyor." "Hayır! Meksika yemeklerini sevmiyorum.

"Tom, it's said you've lost your hearing aid." "Nope! I don't like Mexican food."

- Tom gerçekten Çin yemeklerinden hoşlanıyor.
- Tom, gerçekten Çin yemeklerini sever.

Tom really likes Chinese food.

Tom ve Mary öğle yemeklerini yerken boyanmamış bir piknik masasında oturdular.

Tom and Mary sat at an unpainted picnic table eating their lunch.

Onlar genellikle yedi buçukta kahvaltı yaparlar ve on ikide öğle yemeklerini yerler.

They usually have breakfast at half past seven o'clock and eat their lunch at twelve.

Tom ve Mary yemeklerini bitirdiler ve sonra TV izlemek için oturma odasına gittiler.

Tom and Mary finished their meal and then went into the living room to watch TV.

Son bir ay içinde Çin,Fransız,İtalyan,Yunan,Macar ve Meksika yemeklerini yedim.

Over the last month, I have eaten Chinese, French, Italian, Greek, Hungarian and Mexican food.

O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.

He became bad-tempered, continually criticized his wife's cooking and complained of a pain in his stomach.

- Tom öğle yemeğini masasında tek başına yer hep.
- Tom öğle yemeklerini her zaman masasında yalnız yer.

Tom always eats lunch alone at his desk.