Translation of "İtalyan" in English

0.007 sec.

Examples of using "İtalyan" in a sentence and their english translations:

O, İtalyan.

She is Italian.

- Benim karım İtalyan.
- Benim eşim İtalyan.

My wife is Italian.

İtalyan yemeğini seviyor.

He likes Italian food.

İtalyan Büyükelçiliği nerede?

Where is the Italian embassy?

İtalyan yemeği lezzetliydi.

The Italian food was delicious.

İtalyan pilavı lezzetlidir.

The risotto is delicious.

Ben İtalyan değilim.

I'm not Italian.

Benim eşim İtalyan.

My wife is Italian.

İtalyan operasının hayranıdır.

She's a fan of Italian opera.

İtalyan yemeğini severim.

I love Italian food.

"Milliyetin ne?" "İtalyan."

"What's your nationality?" "Italian."

İtalyan şoförler çıldırmış.

Italian drivers are crazy.

İtalyan yemeklerini sevmiyorum.

I don't like Italian food.

İtalyan yemeklerini seviyorum.

I like Italian food.

Biri Japon diğeri İtalyan.

One is Japanese and the other is Italian.

Biz İtalyan pizzacısına gittik.

We went to an Italian pizzeria.

Ben İtalyan lehçemi seviyorum.

I love my Italian dialect.

Roma bir İtalyan şehridir.

Rome is an Italian city.

İtalyan bir komşum var.

I have an Italian neighbor.

O İtalyan değil mi?

Isn't he Italian?

Tom İtalyan yemeklerini seviyor.

Tom likes Italian food.

Sangiovese bir İtalyan şarabıdır.

Sangiovese is an Italian wine.

İtalyan yemeklerini sever misin?

Do you like Italian food?

İtalyan müziğinden hoşlanır mısın?

Do you like Italian music?

Rafaela bir İtalyan adıdır.

Rafaela is an Italian name.

Tom İtalyan pilavını sever.

Tom loves risotto.

Mario bir İtalyan vatandaşıdır.

Mario is an Italian citizen.

Bir İtalyan pizzacısına gittim.

I went to an Italian pizzeria.

Roma bir İtalyan kentidir.

Rome is an Italian town.

İtalyan televizyonu işe yaramaz.

Italian television is useless.

O, İtalyan değil mi?

Isn't he Italian?

Bu bir İtalyan ismi.

It's an Italian name.

Sen gerçekten İtalyan mısın

Are you really Italian?

"Onun komşuları nereli?" "İtalyan."

"What nationality are his neighbors?" "Italian."

- Tom bir İtalyan restoranında garsondur.
- Tom bir İtalyan restoranında garson.

Tom is a waiter at an Italian restaurant.

- Moncalvo en küçük İtalyan şehridir.
- Moncalvo çok küçük bir İtalyan şehridir.

Moncalvo is the smallest Italian city.

İyi bir İtalyan restoranı biliyorum.

- I know a good Italian restaurant.
- I know of a good Italian restaurant.

Habere göre İtalyan takımı kazandı.

According to the news, the Italian team has won.

İtalyan mutfağı dünya çapında popülerdir.

Italian cuisine is popular around the world.

İtalyan televizyonunu boykotum şimdi başlıyor.

My boycott of Italian television starts now.

Bir sürü İtalyan Avustralya'ya gitti.

Lots of Italians went to Australia.

Tom nadiren İtalyan yemeği yer.

Tom seldom eats Italian food.

Peki, İtalyan seçimlerini kim kazandı?

So, who won the Italian elections?

Ben bir İtalyan pizzacısına girdim.

I went into an Italian pizzeria.

İtalyan filmlerini gerçekten çok severim.

I really do like Italian movies very much.

Bir İtalyan olmakla gurur duyuyorum.

I'm proud to be an Italian.

Benim bir İtalyan çantam var.

I've got an Italian handbag.

Salatamın üstüne İtalyan sosu istiyorum.

I want Italian dressing on my salad.

Birçok İtalyan-Amerikalı, İtalyanca konuşamaz.

Many Italian-Americans can't speak Italian.

Gerçekten İtalyan yemeklerini pek sevmiyorum.

I don't really like Italian food very much.

Tom'un İtalyan bir arkadaşı var.

Tom has an Italian friend.

Tom, İtalyan restoranlarına gitmeyi sever.

Tom loves going to Italian restaurants.

Tom bir İtalyan restoranında çalışıyor.

Tom works at an Italian restaurant.

Taze krema yerine, İtalyan lor peyniri ya da İtalyan krem peyniri kullanabilirsin.

Instead of fresh cream, you can use ricotta or mascarpone.

- Tom, özellikle İtalyan restoranlarına gitmeyi seviyor.
- Tom özellikle İtalyan restoranına gitmeyi sever.

Tom especially likes going to Italian restaurants.

İtalyan açılışı ile satranç oyununu açtım.

I opened the chess game with the Italian opening.

Tom özellikle İtalyan restoranına gitmeyi sever.

Tom especially likes going to Italian restaurants.

Belki o İtalyan ya da İspanyol.

Maybe he is Italian or Spanish.

Tom bir İtalyan şirketi için çalışır.

Tom works for an Italian company.

Tom İtalyan yemeği çok sık yemez.

Tom doesn't eat Italian food very often.

Bizim ilk İtalyan sınıfımıza hoş geldiniz.

Welcome to our first Italian class.

Neden bir İtalyan arabası satın aldın?

Why did you buy an Italian car?

Yabancı kadının bir İtalyan ismi yok.

- The foreigner does not have an Italian name.
- The foreign woman does not have an Italian name.

Bu italyan yazar Japonya'da çok tanınmıyor.

That Italian author is little known in Japan.

İtalyan bayrağı, yeşil, beyaz ve kırmızıdır.

The Italian flag is green, white and red.

Tom Mary'yi bir İtalyan restoranına götürdü.

Tom took Mary to an Italian restaurant.

Tom İtalyan yemeğini gerçekten çok sevmez.

Tom doesn't really like Italian food so much.

Tom bugün İtalyan yemeği yemek istemiyor.

Tom doesn't want to eat Italian food today.

İtalyan yemeği yeme fırsatını asla kaçırmam.

I never miss the opportunity to eat Italian food.

Tom, İtalyan opera aryalarını söylemekten hoşlanır.

Tom likes to sing Italian operatic arias.

Bu İtalyan otomobilinin üç tekerleği var.

This Italian car has three wheels.

En sevdiğim İtalyan aktör Adriano Celentano.

My favorite Italian actor is Adriano Celentano.

Köfteli makarna bir İtalyan-Amerikan yemeğidir.

Spaghetti with meatballs is an Italian-American dish.

- Sana nasıl iyi bir İtalyan kahvesi yapılır göstereceğim.
- Sana iyi bir İtalyan kahvesi nasıl yapılır göstereceğim.
- Size iyi bir İtalyan kahvesi nasıl yapılır göstereceğim.
- Size nasıl iyi bir İtalyan kahvesi yapılır göstereceğim.

I'll show you how to make a good Italian coffee.

Disney Alaaddin'i sinemaya çıkarırken, ucuz İtalyan versiyonu

While Disney was launching Aladdin in movie theatres, the cheap, Italian version, was

Yani... bu modelle, İtalyan çok yüksek büyüdü.

So… with this model, the Italian economy grew sky high…

İtalyan KOBİ'lerinin Alman KOBİ'leri ile alakası yoktu.

Italian SMEs had nothing to do with German SMEs.

Çin'in İtalyan ekonomisi ile ne alakası var?

What does China have to do with the Italian economy?

O koyu saçlı İtalyan bir kızla evlendi.

He married a dark-haired Italian girl.

İtalyan bayrağının renkleri beyaz, kırmızı ve yeşildir.

The colors of Italian flag are white, red and green.

Bazen bir İtalyan sokak müzisyeni şehre geldi.

Sometimes an Italian street musician came to town.

Almanya'da İtalyan Mafyası hafife alınan bir sorundur.

In Germany, the Italian mafia is an underestimated problem.

Tom pahalı bir İtalyan takım elbise giyiyor.

Tom is wearing an expensive Italian suit.

Bu mahallede sadece iki İtalyan ailesi vardır.

There are only two Italian families in this neighborhood.

Ben her gece İtalyan müziği dinlemekten hoşlanırım.

I like to listen to Italian music every night.

Park Street'te harika bir İtalyan restoranı biliyorum.

I know a great Italian restaurant on Park Street.

Tom, İtalyan arabalarıyle ilgili ne varsa bilir.

Tom knows everything there is to know about Italian cars.

Bu İtalyan restoranı romantik bir atmosfere sahiptir.

This Italian restaurant has a romantic atmosphere.

Bu askerler, İtalyan müttefiklerden Hannibal'a katılanların ilki olmuştu.

These troops become the first of the "Italian allies" to defect and join Hannibal.