Translation of "Yelkenli" in English

Yelkenli tasarlamayı da seviyorum.

I actually also love designing sailing boats.

Yelkenli ile gezmeyi seviyorum.

I like to sail.

Bir yelkenli almak istiyorum.

I want to buy a sailboat.

Yol alan bir yelkenli içindeydim.

from San Francisco to Hawaii.

Ufukta bir yelkenli görebiliyor musun?

Can you see a sail on the horizon?

Kötü hava yelkenli ile gitmelerini engelledi.

Bad weather prevented them from sailing.

Yelkenli gemi tam hızda yol alıyordu.

The ship was sailing at full speed.

Tom bana yelkenli ile gitmeyi öğretiyor.

Tom is teaching me to how to sail.

Dan bir yelkenli üzerinde adadan ayrıldı.

Dan left the island on a sailboat.

Hiçbir yelkenli bundan daha hızlı değildir.

No sailboat is faster than this one.

Tom ve Mary birlikte yelkenli ile gittiler.

Tom and Mary went sailing together.

Tom daha önce hiç yelkenli ile gitmemişti.

Tom had never been sailing before.

O, onunla birlikte yelkenli turuna gitmeye can atıyordu.

She was looking forward to going sailing with him.

- Yokohama'dan Kobe'ye yelkenli ile gittik.
- Yokohomo'dan Kobe'ye gemiyle gittik.

We sailed from Yokohama to Kobe.

O, Pasifik Okyanusu boyunca yelkenli ile gitme girişiminde başarısız oldu.

He failed in the attempt to sail across the Pacific Ocean.

Kısa bir süre sonra, Sezar bir kez daha orduya katılmaya karar verdi ve Roma'dan ayrıldı. O, yelkenli ile denizi geçerken bir grup korsan onu kaçırdı.

After a brief interlude, Caesar decided to join the army once again and left Rome. While he was sailing across the sea, a group of pirates kidnapped him.