Translation of "Yasadışı" in English

0.027 sec.

Examples of using "Yasadışı" in a sentence and their english translations:

- Bu yasadışı.
- O yasadışı.

That's illegal.

O yasadışı.

That's illegal.

Onu yapamazsın. Yasadışı.

You can't do that. It's illegal.

O yasadışı değil.

- That's not illegal.
- It's not against the law.

Yasadışı toplantılara gitmeyin.

Don't go to illegal meetings.

Bunu yapmak yasadışı.

It's illegal to do that.

Onu yapmak yasadışı.

Doing that's illegal.

Yaptığın şey yasadışı.

What you're doing is illegal.

- Bu yasadışı bir işlemdir.
- Bu yasadışı bir harekettir.

This is an illegal transaction.

Tom yasadışı bir göçmendir.

Tom is an illegal immigrant.

Tom yasadışı olarak Avustralya'daydı.

Tom was in Australia illegally.

Bunun yasadışı olduğunu biliyorum.

I know it's illegal.

Hiç kimse yasadışı değildir.

No one is illegal.

Gergedanlar yasadışı olarak öldürülüyor.

Rhinos are being illegally killed.

Bunu yapmak yasadışı değildir.

- It's not illegal to do that.
- It isn't illegal to do that.

Onu yapmak yasadışı mı?

Is doing that illegal?

Yasadışı bir şey yapıyordum.

I was doing something illegal.

Sami yasadışı para kazanıyordu.

Sami was making money illegally.

Tom, ABD'de yasadışı olarak çalışıyor.

Tom works illegally in the U.S.

Yasadışı bir şey yapmanı istemiyorum.

I'm not asking you to do anything illegal.

Bana bunun yasadışı olduğunu söylemedin.

You didn't tell me it was illegal.

O, yasadışı eylemleri için utanmaz.

He's not ashamed for his illegal actions.

Homoseksüellik sizin ülkenizde yasadışı mı?

Is sodomy illegal in your country?

Sen yasadışı bir şey yapmıyordun.

You weren't doing anything illegal.

Tom yasadışı silah bulundurmaktan aranıyordu.

Tom was wanted for an illegal weapons possession.

Dan sınırı yasadışı olarak geçti.

Dan crossed the border illegaly.

Tom yasadışı bir şey yapmadı.

- Tom didn't do anything illegal.
- Tom did nothing illegal.

Onu burada yapmak yasadışı değildir.

- It's not illegal to do that here.
- It isn't illegal to do that here.

Yasadışı göç ciddi bir sorundur.

Illegal immigration is a serious problem.

Bunu yapmak burada yapmak yasadışı.

Doing that's illegal here.

Umarım yasadışı bir şey yapmıyorsundur.

- I hope you aren't doing anything illegal.
- I hope you're not doing anything illegal.

Yasadışı hiçbir şey yapmadığını söyledi.

She said she did nothing illegal.

Birçok insan, ülkede yasadışı olarak yaşıyor.

Many people are living illegally in the country.

Polis yasadışı parkta sıkı önleme başladı.

The police began a crackdown on illegal parking.

Bunun yasadışı olduğunu biliyorsun, değil mi?

You know this is illegal, don't you?

Sadece senin yaptıklarının yasadışı olduğunu düşünüyorum.

I think what you just did is illegal.

Dan yasadışı silah bulundurduğu için hapsedildi.

Dan was incarcerated for illegal weapons possession.

O, yasadışı hiçbir şey yapmadığını söylüyor.

- He says that he did nothing illegal.
- He says he did nothing illegal.

Tom'a yaptığı şeyin yasadışı olduğunu söyledim.

I told Tom that what he was doing was illegal.

Tabancaların yasadışı yapılması gerektiğini düşünüyor musunuz?

- Do you think that handguns should be made illegal?
- Do you think handguns should be made illegal?

Bu yasadışı olmayabilir ama etik değil.

This might not be illegal, but it's unethical.

O konuda yasadışı hiçbir şey yok.

There's nothing illegal about that.

Tom yasadışı bir u dönüşü yaptı.

Tom made an illegal U-turn.

Yasadışı olan hiçbir şeyi yapmak istemem.

I wouldn't want to do anything that's illegal.

Tom, yasadışı bir şey yapmadığını söyledi.

- Tom says he did nothing illegal.
- Tom says that he did nothing illegal.
- Tom says he didn't do anything illegal.
- Tom says that he didn't do anything illegal.

Ben yasadışı bir şey yaptığımı düşünmüyorum.

- I don't think that I've done anything illegal.
- I don't think I've done anything illegal.

Eşcinselliğin yasadışı sayıldığı bir eyalette büyümeyi düşündüm.

growing up gay in a state where homosexuality was illegal.

Ben bunun yasadışı bir taksi olduğundan şüpheleniyorum.

I am suspicious that this is an illegal taxi.

Yasadışı silah satışı ile ilgili ne biliyorsunuz?

What do you know about illegal weapon sales?

Tüketim amaçlı yasadışı kaplumbağa avcılığı hala vardır.

Illegal turtle hunting for purposes of consumption is still present.

Fadıl ve Leyla'nın yasadışı bir ilişkisi vardı.

Fadil and Layla had an illicit affair.

Yasadışı göç, bu ülkede ciddi bir sorundur.

Illegal immigration is a serious problem in this country.

, İngiltere ile yolsuzluğa ve yasadışı ticarete engel oldu.

cracking down on corruption  and illegal trade with Britain.

Hükümet yasadışı yabancıları yasaklamanın bir parçası olarak kovuyor.

The government is expelling illegal aliens as part of a crackdown.

Herkes yasadışı yabancılar karşı düşmanca bir tavır aldı.

Everybody took a hostile attitude toward illegal aliens.

"Taksi, o arabayı takip et!". "Yapamam, bu yasadışı"

"Taxi, follow that car!" "I can't, it's illegal."

Ben yasadışı otopark için 20 dolar para cezasına çarptırıldım.

I was fined 20 dollars for illegal parking.

Oliver, yeni kız arkadaşının yasadışı bir göçmen olduğunu öğrendi.

- Oliver found out that his new girlfriend is an illegal alien.
- Oliver found out that his new girlfriend is an illegal immigrant.

Yasadışı göçmenlerin onları isteyen vatandaşlardan iş aldığı doğru mu?

- Is it true that illegal immigrants are taking jobs away from citizens who want them?
- Is it true illegal immigrants are taking jobs away from citizens who want them?

Ben ona "bu yasadışı bir taksi mı?" diye sordum.

"Is that an illegal taxi?" I asked him.

Tom her zaman yasadışı bir şey yapıyor gibi görünüyor.

Tom always seems to be doing something illegal.

İki genç Pokemon Go oynarken yasadışı olarak sınırı geçti.

Two teenagers illegally crossed the border while playing Pokemon Go.

Tom'un yasadışı bir şey yapmış olduğuna dair hiçbir kanıt yok.

There's no evidence that Tom has done anything illegal.

Politikacı bütün vergilerini ödediğini ve yasadışı hiçbir şey yapmadığını söyledi.

The politician said that he had paid all his taxes and done nothing illegal.

Türk savaş gemileri yasadışı göçmenleri taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu.

Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected of carrying illegal immigrants.

- Bu yasal değil, hatta tehlikeli.
- Sadece yasadışı değil, aynı zamanda tehlikeli.

- It's not just illegal, it's also dangerous.
- It isn't just illegal, it's also dangerous.

Fadıl'ın Layla adında genç bir kızla uygunsuz ve yasadışı bir ilişkisi vardı.

Fadil had an inappropriate and illegal relationship with a young girl named Layla.

Bu ülkede bir hayli ciddi sorunlar var. Yasadışı göç onlardan biri değil.

There are many serious problems in this country. Illegal immigration is not one of them.

- Yasadışı silahlara karşı değilim.
- Silah yasasının sıkılaştırılmasına karşı değilim.
- Silahların yasaklanmasına karşı değilim.

I'm not against outlawing guns.

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.