Translation of "Gitmedik" in English

- Avustralya'ya gitmedik.
- Biz Avustralya'ya gitmedik.

We didn't go to Australia.

Boston'a gitmedik.

We didn't go to Boston.

Oraya hiç gitmedik.

We've never been there.

Hiçbirimiz Hawaii'ye gitmedik.

None of us have been to Hawaii.

- Geçen yıl Boston'a gitmedik.
- Geçen sene Boston'a gitmedik.

We didn't go to Boston last year.

Biz çok uzağa gitmedik.

We didn't go very far.

Biz bir yere gitmedik.

We didn't go anywhere.

Henüz bir randevuya gitmedik.

We haven't been on a date yet.

O kadar uzun gitmedik.

We weren't gone that long.

Biz Boston'a hiç gitmedik.

We never got to Boston.

Biz Boston'a kadar gitmedik.

We didn't go as far as Boston.

Biz asla oraya gitmedik.

- We have never gone there.
- We've never gone there.

Biz bütün yolu gitmedik.

We didn't go all the way.

Uzun süredir Boston'a gitmedik.

We haven't been to Boston in a long time.

Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.

Since it rained, we did not go on a picnic.

Biz o yere hiç gitmedik.

We've never been to that place.

Bu yıl henüz Boston'a gitmedik.

I haven't yet been to Boston this year.

Geçen yaz Boston'a hiç gitmedik.

We never made it to Boston last summer.

Biz Tom ile Boston'a gitmedik.

We didn't go to Boston with Tom.

Davet edilmediğimiz için partiye gitmedik.

We didn't go to the party because we weren't invited.

Boston'a gittik ama Chicago'ya gitmedik.

We've been to Boston, but we haven't been to Chicago.

Ben çocukken biz hiçbir yere gitmedik.

We never went anywhere when I was a kid.

Bu yoldan hiç gitmedik, değil mi?

We've never gone this way, have we?

Biletleri satın alamadık, bu yüzden konsere gitmedik.

We weren't able to buy tickets, so we didn't go to the concert.

Asya'ya hiç gitmedik, Afrika'yı da ziyaret etmedik.

We have never been to Asia, nor have we visited Africa.

Peggy de ben de tiyatro dramasını izlemeye gitmedik.

Peggy did not go to see the drama, and neither did I.

Tom ve ben ikimiz de bugünkü toplantıya gitmedik.

Tom and I both didn't go to today's meeting.

Biz sadece Paris'e gitmedik fakat aynı zamanda Roma'yı da ziyaret ettik.

Not only did we go to Paris, but we also visited Rome.