Translation of "Yüzemeyecek" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yüzemeyecek" in a sentence and their english translations:

O yüzemeyecek kadar çok yaşlıydı.

He was too old to swim.

Dedem yüzemeyecek kadar yaşlandığını söylüyor.

My grandfather says he's too old to swim.

- Umarım ki Tom yüzemeyecek.
- Tom'un yüzmeyeceğini umuyorum.

I expect Tom won't swim.

Daha fazla yüzemeyecek hale gelene kadar yüzdü.

He swam until he could swim no more.