Translation of "Yüzüğü" in English

0.129 sec.

Examples of using "Yüzüğü" in a sentence and their english translations:

Yüzüğü çıkarmamalısın.

You must not part with the ring.

Yüzüğü istemiyorum.

I don't want the ring.

O kimin yüzüğü?

Whose ring is that?

Bu kimin yüzüğü?

Whose ring is it?

Mary'nin yüzüğü nerede?

Where's Mary's ring?

Tom yüzüğü çaldı.

Tom stole the ring.

Ben yüzüğü çaldım.

I stole the ring.

Leyla yüzüğü tuttu.

Layla kept the ring.

Parmağından yüzüğü çıkardı.

She took off her ring.

Tom yüzüğü parmağından çıkardı.

Tom took the ring off his finger.

Yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.

He put the ring on Mary's finger.

Bir nişan yüzüğü arıyorum.

I'm looking for an engagement ring.

Bu yüzüğü nereden aldın?

Where did you get this ring?

Yüzüğü harika değil mi?

Isn't her ring gorgeous?

O, yüzüğü parmağına taktı.

She put the ring on her finger.

Mary yüzüğü parmağına taktı.

Mary put the ring on her finger.

Onun bir yüzüğü var.

- He has a ring.
- She has a ring.

Mary'nin bir yüzüğü var.

Mary has a ring.

Bu yüzüğü asla çıkarmam.

I never take this ring off.

Sami yüzüğü Leyla'ya verdi.

Sami gave the ring to Layla.

Bu yüzüğü nerede buldun?

Where did you find this ring?

Sami yüzüğü Leyla'ya gösterdi.

Sami showed Layla the ring.

Leyla bu yüzüğü istemiyor.

Layla doesn't want this ring.

O yüzüğü görmek istiyorum, lütfen.

I'd like to see that ring, please.

Tom yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.

- Tom put the ring on Mary's finger.
- Tom slid the ring on Mary's finger.

Tom bana bu yüzüğü verdi.

- Tom gave me this ring.
- Tom gave this ring to me.

Tom'un bir düğün yüzüğü yoktu.

Tom didn't have a wedding ring.

Bu yüzüğü uzun yıllar takacaksın.

You're going to wear this ring for many years.

Sami'nin yüzüğü sonunda ortaya çıktı.

Sami's ring finally turned up.

Sami o yüzüğü Leyla'ya verdi.

Sami gave that ring to Layla.

Tom bu yüzüğü nereden bulmuş?

Where did Tom get this ring?

Eğr ölürsem, bu yüzüğü saklamanı istiyorum.

If I die, I want you to keep this ring.

Eğer ölürsem, bu yüzüğü saklamak isterim.

If I die, I want to keep this ring.

Tom'un sana verdiği yüzüğü hâlâ takıyorsun.

You're still wearing the ring Tom gave you.

Mary genellikle sahte evlilik yüzüğü takıyor.

Mary often wears a fake wedding ring.

Tom, Mary'nin parmağındaki yüzüğü fark etti.

Tom noticed the ring on Mary's finger.

Tom çalınan yüzüğü bir çorapta sakladı.

Tom hid the stolen ring in a sock.

Bu mercan yüzüğü bit pazarından aldım.

I bought this coral ring at the Flea Market.

O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.

- She found the ring that she had lost during the journey.
- He found the ring he lost while traveling.

Tom Mary'ye bir nişan yüzüğü verdi.

Tom gave Mary an engagement ring.

O, seyahat esnasında kaybettiği yüzüğü buldu.

He found the ring he lost while traveling.

Onun yüzüğü nehre düştü ve dibe battı.

Her ring fell into a river and sank to the bottom.

Dün gece ona bir nişan yüzüğü verdi.

He gave her an engagement ring last night.

Tom Mary'nin parmağına bir nişan yüzüğü taktı.

Tom put an engagement ring on Mary's finger.

Mary hâlâ Tom'un ona verdiği yüzüğü takıyor.

Mary is still wearing the ring Tom gave her.

Onlar her tarafa baktılar ama yüzüğü bulamadılar.

They looked high and low, but couldn't find the ring.

Tom onun için aldığı yüzüğü Mary'ye verdi.

Tom gave Mary the ring he'd bought for her.

Bir nişan yüzüğü seçmeme yardım edebilir misin?

Can you help me pick out an engagement ring?

Onun yüzüğü çaldığını itiraf etmesi hizmetçiyi akladı.

His acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.

Aşkımın bir sembolü olarak bu yüzüğü sana veriyorum.

I give you this ring as a symbol of my love.

Tom geçen hafta Mary'ye bir nişan yüzüğü verdi.

Tom gave Mary an engagement ring last week.

Tom ona verdiği yüzüğü Mary'nin takmadığını fark etti.

Tom noticed Mary wasn't wearing the ring he'd given her.

Kate her zaman elmas yüzüğü ile gösteriş yapar.

Kate always shows off her diamond ring.

O onun pahalı bir nişan yüzüğü almasını istemiyor.

She doesn't want him to buy an expensive engagement ring.

Onun hayal edebileceğinden daha değerli bir yüzüğü var.

She has a ring worth more than she can imagine.

Tom Mary için pahalı bir nişan yüzüğü almak istemiyor.

Tom doesn't want to buy an expensive engagement ring for Mary.

Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.

Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.

Tom yüzüğü Mary'nin parmağına takmaya çalıştı, ancak o, ona izin vermedi.

Tom tried to put the ring on Mary's finger, but she wouldn't let him.

Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.

Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.

Tom ona duyduğu ölümsüz aşkın bir simgesi olarak Mary'ye bir sonsuzluk yüzüğü satın aldı.

Tom bought an eternity ring for Mary, as a token of his undying love for her.