Translation of "Vermemeliydim" in English

Gitmene izin vermemeliydim.

I shouldn't have let you go.

Tom'un gitmesine izin vermemeliydim.

- I never should've let Tom go.
- I never should have let Tom go.

Asla gitmene izin vermemeliydim.

I should never have let you go.

Onu yapmana izin vermemeliydim.

- I shouldn't have let you do that.
- I shouldn't have permitted you to do that.
- I shouldn't have allowed you to do that.

Gitmene asla izin vermemeliydim.

- I never should've let you go.
- I should never have let you go.

Onların gitmesine izin vermemeliydim.

I shouldn't have let them go.

Onun gitmesine izin vermemeliydim.

I shouldn't have let him go.

Tom'a telefon numaramı vermemeliydim.

I shouldn't have given Tom my phone number.

Araba kullanmana izin vermemeliydim.

I shouldn't have let you drive.

Belki Tom'a eski bisikletimi vermemeliydim.

Maybe I shouldn't have given Tom my old bicycle.

Tom'un gitmesine asla izin vermemeliydim.

I should never have let Tom go.

Asla onların gitmesine izin vermemeliydim.

I should never have let them go.

Asla onun gitmesine izin vermemeliydim.

- I should never have let him go.
- I should never have let her go.

Onların gitmesine asla izin vermemeliydim.

- I never should've let them go.
- I should never have let them go.

Onun gitmesine asla izin vermemeliydim.

- I never should've let him go.
- I should never have let him go.

Oraya bensiz gitmene asla izin vermemeliydim.

I should never have let you go there without me.

Bunu yaparken Tom'un benimle konuşmasına izin vermemeliydim.

I should never have let Tom talk me into doing this.

Onu tek başına taşımana asla izin vermemeliydim.

I should never have let you carry that by yourself.

Bunu tek başına yapmana asla izin vermemeliydim.

I should never have let you do that by yourself.

Dün gece eve yalnız gitmene izin vermemeliydim.

- I never should've let you go home alone last night.
- I never should have let you go home alone last night.

Tom'un o kadar çok şeker yemesine izin vermemeliydim.

- I never should've let Tom eat so much candy.
- I never should have let Tom eat so much candy.

Tom'un tek başına yüzmeye gitmesine asla izin vermemeliydim.

- I should've never let Tom go swimming by himself.
- I should have never let Tom go swimming by himself.

"Arayan Tom muydu yine?" "Evet. Bu günlerde her akşam arıyor. Ona numaramı vermemeliydim."

"Is that Tom calling again?" "Yes. He calls every evening these days. I shouldn't have given him my number."