Translation of "Varlıklı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Varlıklı" in a sentence and their english translations:

O bugünlerde varlıklı.

He is well off nowadays.

Ailem varlıklı değildir.

- My family is not rich.
- My family isn't rich.
- My family's not rich.

Tom varlıklı olmalı.

Tom must be well off.

Tom çok varlıklı.

Tom is very well off.

Tom varlıklı görünüyordu.

Tom seemed to be wealthy.

O çok varlıklı değil.

She is not very well off.

O eskisinden daha varlıklı.

He is better off than he used to be.

Eskisi kadar varlıklı değil.

He is not as well off as he used to be.

Tom öncekinden daha varlıklı.

Tom is better off than before.

Tom eskisinden daha varlıklı.

Tom is better off than he was.

O varlıklı bir adam.

He's a wealthy man.

O varlıklı ve güçlüdür.

He's wealthy and powerful.

Tom varlıklı bir adamdır.

Tom is an affluent man.

Varlıklı doktor mutlu değildir.

The doctor, who is wealthy, is not contented.

Tom'un varlıklı olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is rich.
- I know Tom is rich.
- I know Tom is wealthy.
- I know that Tom is wealthy.

Donna varlıklı bir ailede doğdu.

Donna was born with a silver spoon in her mouth.

Varlıklı olduğu için oraya gidebildi.

Because he was wealthy, he was able to go there.

Tom varlıklı bir ailede doğmuş.

Tom was born with a silver spoon in his mouth.

Tom eskisi kadar varlıklı değil.

- Tom isn't as well off as he used to be.
- Tom is not as well off as he used to be.

Tom ben olmadan daha varlıklı.

Tom is better off without me.

Tom varlıklı bir adam oldu.

Tom has become a wealthy man.

Nasıl bu kadar varlıklı oldun?

How did you become wealthy?

Varlıklı olmak ahlaka aykırı değildir.

- It is not immoral to be rich.
- It is not immoral to be wealthy.

Tom varlıklı bir aileden geliyor.

- Tom's parents are wealthy.
- Tom's parents are rich.

Tom Mary olmadan daha varlıklı.

Tom is better off without Mary.

Varlıklı olmasına rağmen, o mutlu değil.

- With all his wealth, he is not happy.
- Even though he's wealthy, he isn't happy.
- Even though he's wealthy, he's not happy.

O varlıklı görünüyor fakat aslında değil.

He looks wealthy, but actually he's not.

O görünüşte varlıklı fakat gerçekte değildir.

He is wealthy in appearance but not in reality.

Tom çok varlıklı bir aileden geliyor.

Tom comes from a very wealthy family.

O, oğlunu varlıklı bir adam yaptı.

He made his son a wealthy man.

Tom, her zaman olduğundan daha varlıklı.

Tom is better off now than he's ever been.

Bazı insanlar varlıklı ve diğerleri beş parasız.

Some people are well off and others are badly off.

O uzun süredir fakirdi ama şimdi varlıklı.

He was poor for a long time, but he is well off now.

On yıl önce olduğundan çok daha varlıklı.

He is far better off than he was ten years ago.

Senin Tom olmadan daha varlıklı olduğunu düşünüyorum.

I think you're better off without Tom.

Eskiden olduğumuzdan daha varlıklı olduğumuzu düşünüyor musun?

Do you think we are better off than we used to be?

Sağlıklı olmak, varlıklı olmaktan çok daha iyidir.

It is much better to be healthy than wealthy.

Sanırım birçok insan şimdi önce olduklarından daha varlıklı.

I think most people are better off now than they used to be.

- Tom, zengin bir adam.
- Tom varlıklı bir adamdır.

- Tom is a wealthy man.
- Tom is an affluent man.

Her varlıklı insan en az iki arabaya sahiptir.

Every affluent person owns at least two cars.

- Tom zengin, değil mi?
- Tom varlıklı, değil mi?

Tom is wealthy, isn't he?

- O, zengin bir kadın.
- O, varlıklı bir kadın.

She is a wealthy woman.

Tom şimdi üç yıl öncesine göre daha varlıklı.

Tom is better off now than he was three years ago.

Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.

Layla's life as a wealthy lady was a mirage.

- Tom zengin bir adam.
- Tom varlıklı bir adam.

Tom is a wealthy guy.

Sami, Leyla'nın varlıklı bir adamın kızı olduğunu kabul etti.

Sami assumed Layla was the daughter of a wealthy man.

Bunu tamir etmeye çalışmaktansa yeni bir tane alsan daha varlıklı olacaksın.

You will be better off buying a new one than trying to fix it.

Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.

- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
- Tom can't help wondering whether he would've been better off if he'd gone to college.
- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he'd gone to college.

Roosevelt, 1858 yılında New York'ta varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Roosevelt was born to a wealthy family in New York City in 1858.

Onun babası Newton doğmadan üç ay önce ölen varlıklı ve eğitimsiz bir çiftçiydi.

His father was a wealthy, uneducated farmer who died three months before Newton was born.

- O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.
- O bu işe başladığından beri varlıklı.

He has been well off since he started this job.

- Tom şimdi varlıklı.
- Tom şimdi hali vakti yerinde.
- Tom şimdi zengin.
- Tom şimdi iyi durumda.

Tom is well off now.

Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.

While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.

- Erkenden uyumak ve erken kalkmak bir adamı sağlıklı, zengin ve bilge yapar.
- Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.

- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
- Early to bed and early to rise makes a man healthy, wealthy and wise.

- Tom'un varlıklı olduğunu düşünüyor musun?
- Tom'un zengin olduğunu düşünüyor musun?
- Sence Tom zengin mi?
- Tom'un zengin olduğunu mu düşünüyorsun?
- Tom'un zengin olduğunu mu sanıyorsun?

Do you think Tom is wealthy?