Translation of "Tezahürat" in English

Tezahürat durdu.

The cheering ceased.

Onlar tezahürat yaptı.

They cheered.

Herkes tezahürat yapıyor.

- Everyone's cheering.
- Everybody is cheering.

Kalabalık tezahürat yapıyor.

The crowd is cheering.

Kim tezahürat yaptı?

Who cheered?

Tom tezahürat yaptı.

Tom cheered.

Tom tezahürat yapıyordu.

Tom was cheering.

Kalabalık tezahürat yaptı.

The crowd cheered.

Şimdi tezahürat yapıyorlar.

They're cheering now.

- Seyirciler arasından bir tezahürat yükseldi.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.

A cheer went up from the audience.

Gidip tezahürat yapmak istiyorum.

I want to go and cheer.

Herkes tezahürat yapmaya başladı.

Everybody started cheering.

Onların hepsi tezahürat yaptılar.

They all cheered.

Henüz tezahürat yapmaya başlama.

Don't start cheering yet.

O göründüğünde kalabalık tezahürat yaptı.

The crowd cheered when he appeared.

Hayranlar takımları için tezahürat yaptı.

The fans cheered for their team.

Biz "Spartacus" için tezahürat ediyoruz!

We're cheering for "Spartacus"!

Takım arkadaşları için tezahürat yaptılar.

They cheered for their teammate.

Onlar kim için tezahürat yapıyorlar?

Who are they cheering for?

Kızlardan biri tezahürat yapmaya başladı.

One of the girls started cheering.

Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.

A mighty cheer burst from the crowd.

Tom Mary için tezahürat yaptı.

Tom was cheering for Mary.

Ve arena tezahürat yapan fanlarla dolu.

as the arena full of fans cheer him on.

Onlar spor takımları için tezahürat yaptılar.

They cheered for their sports teams.

Onun treni geçerken, onlar tezahürat yaptı.

They cheered as his train passed.

Neden bir politikacı için tezahürat yapıyorsun?

Why are you cheering for a politician?

Tüm oğlanlar ıslık çalıyordu ve tezahürat yapıyordu.

All the boys were whistling and cheering.

Tom bitiş çizgisini geçerken kalabalık tezahürat yapıyordu.

The crowd was cheering as Tom crossed the finish line.

Prens ve prenses tezahürat yapan kalabalığın içinden geçtiler.

The prince and princess made their way through the cheering crowd.

- Onlar yüksek sesle teşvik etti.
- Onlar yüksek sesle tezahürat yaptı.

They cheered loudly.

Nigbolu halkı gün boyunca sevinçle karşıladı, tezahürat yaptı ve trumpet çalıyorlardı

The inhabitants of Nicopolis rejoiced, cheering and blowing horns throughout the day.