Translation of "Sarımsak" in English

0.039 sec.

Examples of using "Sarımsak" in a sentence and their english translations:

Nefesin sarımsak kokuyor.

Your breath stinks of garlic.

Çok sarımsak var.

There's too much garlic.

Sabahleyin sarımsak yemeyi sevmiyorum.

I don't like to eat garlic in the morning.

Sarımsak sağlık için iyidir.

Garlic is good for one's health.

Çorbanın sarımsak tadı var.

The soup tastes of garlic.

İki diş sarımsak koyacağım.

I'll put in two garlic heads.

Sabah sarımsak yemeyi sevmem.

I don't like eating garlic in the morning.

Sarımsak güçlü bir koku yayar.

Garlic gives off a strong odor.

Ben sarımsak kokusundan nefret ediyorum.

I hate the smell of garlic.

Biriyle çıkmadan önce sarımsak yememelisin.

You shouldn't eat garlic before going out on a date.

Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.

Garlic is used to improve the taste of food.

Bu yemek güçlü bir sarımsak lezzetine sahip.

This dish has a strong flavor of garlic.

Sarımsak seviyorum, ama onu çok sık yemiyorum.

I like garlic, but I don't eat it very often.

Bahçemde marul, soğan, sarımsak vb. birçok sebze vardır.

There are in my garden a lot of vegetables: lettuce, onion, garlic, etc.

Sarımsak ve soğan soğuk algınlığına karşı iyi ilaçlardır.

Garlic and onion are good remedies against the common cold.

Daha fazla sarımsak gerekip gerekmediğini görmek için çorbanın tadına bak.

Taste the soup to see if it needs more garlic.

Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health?

"Akşam yemeğinde ne yedin?" "Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak."

"What did you have for dinner?" "Grilled shrimp and baked zucchini with garlic sauce over rice noodles."