Translation of "Paslı" in English

Menteşeler paslı.

The hinges are rusty.

Kızartma tavası paslı.

The frying pan is rusty.

Tom paslı çiviyle kendini yaraladı.

Tom hurt himself on a rusty nail.

Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

Mars is red because of rusty iron in the ground.

Tom paslı bir bıçakla elini kesti.

Tom cut his hand with a rusty knife.

O odada eski bir paslı anahtar buldum.

I found an old rusty key in that room.

Ya da o paslı hurda yığınının içine gireceğiz.

Or we go into all of that rusty scrap pile.

Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.

Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.

Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.

Rusting metal, especially bad. That's how you get tetanus, it grows on rust.

Nükleer soykırım senaryosu sadece eski propagandadır. Silah depoları sınırlı ve paslı.

The nuclear holocaust scenario is just old propaganda. Arsenals are limited and rusty.

Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.

We'd have to be extra careful because there's loads of exposed metal, that's both sharp and rusty.