Translation of "Oluşmaktadır" in English

Komitemiz on üyeden oluşmaktadır.

Our committee consists of ten members.

Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.

The committee is composed chiefly of professors.

Komite on üyeden oluşmaktadır.

The committee is made up of ten members.

Şehir iki bölümden oluşmaktadır.

The city consists of two parts.

Takımım on kişiden oluşmaktadır.

My team consists of ten people.

Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.

The group consists of 50 students in all.

Maddenin esas olarak hiçlikten oluşmaktadır.

Matter is composed chiefly of nothing.

Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.

Bronze is composed of copper and tin.

İnce bağırsak üç bölümden oluşmaktadır.

The small intestine consists of three parts.

Her yürüyüş ayrı adımlardan oluşmaktadır.

Every march is composed of separate steps.

Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.

This book consists of five chapters.

Atomlar proton, nötron ve elektronlardan oluşmaktadır.

Atoms are composed of protons, neutrons, and electrons.

Amerika Birleşik Devletleri 50 eyaletten oluşmaktadır

The United States comprises 50 states.

İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır.

The human body is composed of billions of small cells.

Vergiler doğrudan vergiler ve dolaylı olanlardan oluşmaktadır.

Taxes consist of direct taxes and indirect ones.

Eğitim ağırlıklı olarak önceden öğrenmediğimiz şeylerden oluşmaktadır.

Education consists mainly in what we have unlearned.

Ancak, aslında, Teksas dört mevsimden oluşmaktadır. Kurak, taşkın,

But, in fact, Texas’s climate is formed of four seasons: the drought, the flood, the

- Amerika 50 eyaletten oluşmaktadır.
- Amerika'da 50 eyalet vardır.

- America is made up of 50 states.
- The United States is made up of 50 states.

Benim ailem, babam, annem ve küçük kız kardeşimden oluşmaktadır.

- My family consists of my father, mother, and sister.
- My family is my sister, father and mother.
- My family has my father, my mother, and my little sister.

Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.

The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.

- Komite on iki üyeden oluşuyor.
- Komite on iki üyeden oluşmaktadır.

The committee consists of twelve members.

Tipik Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve tuzlu krakerden oluşmaktadır.

A typical Bavarian breakfast consists of white sausage, wheat beer and pretzels.

Her su molekülü, bir oksijen atomuna bağlı, iki hidrojen atomundan oluşmaktadır.

Every molecule of water is composed of two hydrogen atoms attached to an oxygen atom.

Tom'un kelime dağarcığının % 80'i "social justice warrior" ve "triggered." gibi keşmekeş kelimelerden oluşmaktadır.

Eighty percent of Tom's vocabulary consists of snarl words like "social justice warrior" and "triggered."

- Bu madde, daha çok hidrojen ve oksijenden oluşur.
- Bu malzeme çoğunlukla hidrojen ve oksijenden oluşmaktadır.

This substance is mostly composed of hydrogen and oxygen.