Translation of "Listeyi" in English

Listeyi alayım.

Let me have the list.

Listeyi alabilir miyim?

Can I have the list?

Listeyi kontrol edeceğim.

I'll check the list.

Sana listeyi göndereceğim.

I'll send you the list.

Bu listeyi yazıyorum

So I'm writing this list,

Listeyi kontrol ettim.

I checked the list.

- Lütfen listeyi bana göster.
- Lütfen listeyi bana gösterin.

Please show me the list.

Listeyi görmeme izin ver.

Let me see that list.

Tom listeyi panoya astı.

Tom put the list on the bulletin board.

Listeyi ne için istiyorsunuz?

What do you want the list for?

Tom listeyi kontrol etti.

Tom checked the list.

Bana o listeyi göster.

Show me that list.

Tom Mary'ye listeyi verdi.

Tom showed Mary the list.

Şimdi bana listeyi ver.

Now give me the list.

Listeyi görmek ister misin?

Do you want to see the list?

Bu listeyi nereden aldın?

Where did you get this list?

Bana listeyi gösterebilir misiniz?

Could you show me the list?

Listeyi görmek istemiyor musun?

Don't you want to see the list?

Tom'a listeyi verdin, değil mi?

You gave Tom the list, didn't you?

Bu listeyi alfabetik sıraya koy.

Put this list in alphabetical order.

Bu listeyi sana kim verdi?

- Who gave you this list?
- Who gave this list to you?

Listeyi hazırlamak için zamana ihtiyacımız var.

We need time to prepare the list.

Listeyi daraltmanın bir yolunu bulmak zorundayız.

We have to find a way to narrow down the list.

Bir saat içinde listeyi çıkarabileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can make out the list in an hour?

Tom listeyi taradı ama kendi adını bulamadı.

Tom scanned the list, but couldn't find his name.

Listeyi hala görmediğim için listede kim olduğunu söyleyemem.

I cannot say who is on the list because I still have not seen the list.

Henüz listeyi görmediğim için listede kimler olduğunu sana söyleyemem.

I can't tell you who's on the list because I haven't seen the list yet.

Tom her şeyi aldığından emin olmak için listeyi kontrol etti.

Tom checked the list to make sure he had everything.

Tom her şeyi yaptığından emin olmak için listeyi tekrar kontrol etti.

Tom checked the list again to make sure he had done everything.