Translation of "Liman" in English

Liman seferlere kapalıdır.

The harbor is closed to navigation.

Serbest liman kuruldu

A free port was established.

Liman bloke edilebilir.

The harbor can be blocked.

Liman yönünde gitmeye başladık.

We began to sail in the direction of the port.

Ve liman çalışanları tarafından kutlandı

and celebrated by port staff

Yokohama güzel bir liman şehridir.

Yokohama is a beautiful port town.

O, bir liman kasabasında yaşamaktadır.

He lives in a port town.

Liman bölgesi güzel bir alandır.

The waterfront is a beautiful area.

Kobe bir liman şehri olarak ünlüdür.

Kobe is famous as a port city.

Yüksek apartman kompleksleri, gelişmiş liman bölgesi, gökdelenler

for a modern, urban lifestyle: high-rise apartment complexes, developed waterfronts, skyscrapers,

Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.

Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.

- Ortalık süt liman oldu.
- Olaylar yatıştı.
- İşler sakinleşti.

Things have calmed down.

Olt Nehri yakınında büyük bir liman ve feribot geçişiydi.

It was a major port and ferry crossing, close to the river Olt, that is navigable far into