Translation of "Kurup" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kurup" in a sentence and their english translations:

Başkalarıyla ilişkiler kurup sürdürüyoruz.

We build and maintain relationships with others.

Işini kurup iç tasarımcı olabilir.

up and do it!

Hayal kurup kuramayacağımı merak ettim.

I wondered if I could be dreaming.

Tom halı üzerinde bağdaş kurup oturdu.

Tom sat cross-legged on the carpet.

Pekâlâ, şimdi bunu kurup birkaç saat bırakacağız.

Okay, we're going to set this and leave it for a few hours.

1900'lü yılların başında kadınlar cemiyet kurup

In the early 1900s, women established a society and

Tom TV'nin önünde yerde bağdaş kurup oturdu.

Tom sat cross-legged on the floor in front of the TV.

Ondan sonracığıma, Zonguldak'ta hep birlikte böyle çalışma grubu kurup

After that, in Zonguldak, I met with world's beautiful youngsters

Ve böylece üzerimizde siyasi hâkimiyet kurup ekonomik açıdan bizi sömürmek istediler.

in order to dominate us politically, and in that way, steal from us economically.

Hannibal'ın yeni bir tuzak kurup kurmadığını bilmenin bir yolu yoktu ve Romalıların...

He had no way of knowing whether or not Hannibal was setting up another trap and it is questionable

En büyük kabahat, Birleşik Devletler'de bankacılık sistemi kurup çalışmadan para kazanmak, öyle mi?

because delinquency is, in the States, creating a banking system and making money not working.

Numidyalı ve Galyalılar, Romalıların arka hattında üstünlüğü kurup, gölün kenarına geri çekilmeye mecbur ediyorlar.

Numidians and Gauls overwhelm the Roman rear, forcing them all the way to the lake shore.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

When you have that connection with an animal and have those experiences, it's absolutely mind-blowing.