Translation of "Sıkıca" in English

0.018 sec.

Examples of using "Sıkıca" in a sentence and their english translations:

Sıkıca vidalayın.

Screw it in tight.

Yukarıya sıkıca tutturdum.

So, I've got it secured up here...

Lütfen sıkıca ısır.

Bite down tightly, please.

Birbirlerine sıkıca sarıldılar.

They embraced tightly.

Tırabzanı sıkıca tutun.

Hold on firmly to the handrail.

Beni sıkıca kucakladı.

He gave me a big hug.

Tom'a sıkıca sarıldım.

I gave Tom a huge hug.

Halatı sıkıca tutun.

Hold the rope tight.

Bana sıkıca sarıl.

Give me a big hug.

Sarmaşıkların dallara sıkıca sarılarak

And the way the vines curled up through the trees

Tenis raketini sıkıca kavradı.

He gripped the tennis racket tightly.

O, elimden sıkıca tuttu.

She held on to my hand tightly.

Ben ona sıkıca sarıldım.

I hugged her tightly.

O, sıkıca elime tutundu.

He held on to my hand tightly.

Tom Mary'ye sıkıca sarıldı.

- Tom hugged Mary tightly.
- Tom hugged Mary close.
- Tom gave Mary a huge hug.
- Tom gave Mary a big hug.

Bisikletin pedallarına sıkıca asılıyordu.

He was pumping the pedals of the bicycle hard.

Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.

She pressed her lips firmly together.

Tom Mary'yi sıkıca tuttu.

- Tom held Mary tight.
- Tom held Mary tightly.

Tom gözlerini sıkıca kapattı.

Tom closed his eyes tightly.

O onu sıkıca tuttu.

She held him tightly.

O, dalı sıkıca tuttu.

He held on firmly to the branch.

O, kolumu sıkıca kavradı.

She gripped my arm tightly.

O kolunu sıkıca kavradı.

He clutched her arm firmly.

Tom elimi sıkıca tuttu.

Tom held my hand tightly.

İpi sıkıca tuttum böylece düşmedim.

- I grasped the rope so as not to fall.
- I held on to the rope tightly so I wouldn't fall.

İki parça birlikte sıkıca yapıştırıldı.

The two pieces were glued tightly together.

Tom Mary'yi kollarında sıkıca tuttu.

Tom held Mary tightly in his arms.

Gitmeden önce kapıyı sıkıca kapatın.

Secure the door before you leave.

Mary kollarını sıkıca göğsüne sardı.

Mary wrapped her arms tightly around her chest.

Düşmemek için ipe sıkıca sarıldım.

I held on to the rope firmly so as not to fall.

Onların hikayeleri sıkıca birbirine geçer.

Their stories are tightly intertwined.

O sıkıca benim elimi tuttu.

She held my hand firmly.

Ben ona sıkıca sarılıp ağladım.

I hugged him tightly and cried.

Tom Mary'nin kolunu sıkıca tuttu.

Tom gripped Mary's arm tightly.

Tom ve ben sıkıca sarıldık.

Tom and I hugged tightly.

Sıkıca-örülmüş halılar genellikle daha değerlidir.

Tightly-knit carpets are generally more valuable.

O ellerini sıkıca kulakları üzerinde tuttu.

She held her hands tightly over her ears.

O, onun arkasından kapıyı sıkıca kapattı.

She closed the door tightly behind her.

Onlar battaniyelerin altında sıkıca sarınıp yattılar.

They snuggled tightly beneath the blankets.

Tom'un elleri sıkıca yumruk haline getirildi.

Tom's hands were tightly clenched into fists.

Linda, Dan'ın onu sıkıca kucaklamasını istedi.

Linda asked Dan to embrace her tightly.

O, elimi sıkıca tuttu ve bıraktı.

He held my hand firmly and left.

Her iki ayağını da yerde sıkıca tut.

Keep both feet firmly on the ground.

O, elimi kavradı ve onu sıkıca tuttu.

She took hold of my hand and held it tightly.

O genellikle sıkıca kapalı kapılar ardında çalışır.

He usually operates behind tightly closed doors.

Mary bana sıkıca sarıldı ve yanağımdan öptü.

Mary gave me a big hug and a kiss on the cheek.

- O, onu sıkıca tuttu ve gitmesine asla izin vermedi.
- Onu sıkıca tuttu ve hiç bırakmak istemedi.

She held him tightly and never wanted to let go.

İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.

Holding on to the rope firmly, I came safely to land.

Küçük çocuk caddeyi geçerken annesinin elini sıkıca tuttu.

The little boy held his mother's hand firmly when crossing the street.

- Pencereleri sıkıca kapat lütfen.
- Lütfen pencereleri güzelce kapat.

Please nail the windows shut.

Tom Mary'nin ellerini aldı, ve onları sıkıca tuttuç

Tom took Mary's hands and held them tightly.

Tom, Mary'ye sıkıca sarıldı ve bir öpücük verdi.

Tom gave Mary a big hug and a kiss.

Tom kollarını Mary'nin etrafına koydu ve ona sıkıca sarıldı.

Tom put his arms around Mary and hugged her tightly.

- Tom ve Mary sıkıca sarıldılar.
- Tom ve Mary sıkı biçimde sarıldılar.

Tom and Mary hugged tightly.

Tom Mary'ye sıkıca sarıldı ve onun gitmesine asla izin vermek istemedi.

Tom hugged Mary tightly and never wanted to let her go.