Translation of "Konuşursak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Konuşursak" in a sentence and their english translations:

Genel olarak konuşursak, Tom haklı.

Generally speaking, Tom is right.

Bir İngiliz olarak konuşursak , orada yaptık!

as an Englishman, we did, over there!

Genel olarak konuşursak, Japon kadınları mütevazıdır.

Generally speaking, Japanese women are modest.

Genel olarak konuşursak, Japonlar sıkı işçilerdir.

Generally speaking, the Japanese are hard workers.

Genel olarak konuşursak, bugünkü gençler akıllıdırlar.

Generally speaking, the young people of today are clever.

Genel olarak konuşursak, Japonlar sıkı işçidir.

Generally speaking, Japanese are hard workers.

Genel olarak konuşursak köpekler kedilerden daha sadıktır.

Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.

Genel olarak konuşursak, erkekler kadınlardan daha uzundur.

Generally speaking, men are taller than women.

Tıbbi olarak konuşursak, sana kilo vermeni öneririm.

Speaking medically, I advise you to lose weight.

Kabaca konuşursak, otobüste yaklaşık 30 kişi vardı.

Roughly speaking, there were about 30 people in the bus.

Teknik olarak konuşursak, ölüm, İspanyol kasabası Lanjarón'da yasaklanmıştır.

Technically speaking, death is prohibited in the Spanish town of Lanjarón.

Genel olarak konuşursak, haziran ayında burada biraz yağmur var.

Generally speaking, there is little rain here in June.

Genel olarak konuşursak, biz Japonlar yabancı dilleri konuşmaktan çok çekiniyoruz.

Generally speaking, we Japanese are a little too timid in speaking foreign languages.

İstatistiksel olarak konuşursak bir uçakla uçmak bir arabayla seyahat etmekten çok daha güvenlidir.

Statistically speaking, flying in a plane is much safer than traveling by car.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

You say that you're afraid of being disliked by other people, but you have some people that you dislike yourself, don't you? Arithmetically speaking, there are an equal number of people who you don't like that don't like you back. I'm not saying that if you end your dislike of someone, someone else will stop disliking you as well; it's just that you can't change the fact that if you dislike someone, then someone else dislikes you as well. Your life will go much smoother if you just give up and accept that truth.