Translation of "Sevecek" in English

O bunu sevecek.

She's going to love this.

Tom burayı sevecek.

Tom is going to love it here.

Tom seni sevecek.

Tom is going to love you.

Tom onu sevecek.

- Tom is going to love that.
- Tom is going to love this.

Tom bunu sevecek.

Tom is going to like this.

Tom Boston'u sevecek.

Tom is going to love Boston.

Onlar onu sevecek.

They'll love that one.

Ailem seni sevecek.

My family's going to love you.

Tom beni sevecek.

- Tom will like me.
- Tom is going to like me.

Onlar bunu sevecek.

- They'll like it.
- They will like it.

Torunlarımız bunu sevecek.

Our grandchildren will love it.

O, kocasını ebediyen sevecek.

- She will love her husband for good.
- She'll love her husband forever.

Benim kedim bunu sevecek.

My cat will love this.

Tom onu Boston'da sevecek.

Tom is going to love it in Boston.

Onu sonsuza kadar sevecek.

- He will love her forever.
- He will always love her.

Tom Boston'da yaşamayı sevecek.

Tom is going to love living in Boston.

Tom burada yaşamayı sevecek.

Tom is going to love living here.

Tom siz arkadaşları sevecek.

Tom is going to love you guys.

Bunu kesinlikle herkes sevecek.

That should please everyone.

Sanırım Tom onu sevecek.

- I think Tom is going to love it.
- I think that Tom is going to love it.

Tom bu oyunu sevecek.

Tom will like this game.

Leyla bu şapkayı sevecek.

Layla is gonna love this hat.

Tom, Boston'da yaşmayı sevecek.

Tom will love living in Boston.

Tom bunu Boston'da sevecek.

Tom will love it in Boston.

Tom bu yeri sevecek.

Tom will love this place.

Tom bunu yapmayı sevecek.

Tom will love doing that.

Bence Tom bunu sevecek.

- I think Tom will love it.
- I think that Tom will love it.

Tom siz çocukları sevecek.

Tom will love you guys.

- Bir parçam seni her zaman sevecek.
- Bir parçam seni hep sevecek.

A part of me will always love you.

Bizi sevecek bir sürü insan

There are plenty of people to be loved by

Tom onu sevecek birini istiyor.

Tom wants someone to love him.

Tom her zaman seni sevecek.

Tom will always love you.

O onu sonsuza dek sevecek.

She'll love him forever.

Tom muhtemelen bu oyunu sevecek.

Tom will probably like this game.

Sanırım Tom bu oyunu sevecek.

Tom will like this game, I think.

Tom her zaman Mary'yi sevecek.

Tom will always love Mary.

Bence Tom bu kitabı sevecek.

- I think Tom will love this book.
- I think that Tom will love this book.

Çünkü o onu sevecek tabii ki

Because she'll of course love it,

- Kedilerim bunu sevecek.
- Kedilerim bundan hoşlanacak.

My cats will love this.

Beni gerçekten sevecek birine ihtiyacım var.

I need someone who will truly love me.

Sanırım Tom muhtemelen bu filmi sevecek.

- I think Tom will probably like this movie.
- I think that Tom will probably like this movie.

Sanırım Tom her zaman Mary'yi sevecek.

- I think Tom will always love Mary.
- I think that Tom will always love Mary.

Umarım Tom burada bizimle olmayı sevecek.

I hope Tom will like being here with us.

Tom'un bütün istediği onu sevecek biriydi.

All Tom wanted was someone to love him.

Tom onun için aldığın hediyeyi sevecek.

- Tom will love the present you got for him.
- I don't share Tom's enthusiasm.

Tom, ona satın aldığınız şapkayı sevecek.

- Tom is going to love that hat you bought him.
- Tom is going to love the hat you bought him.

Ne olursa olsun annem ve babam beni sevecek.

My mommy and daddy will love me no matter what.

Sanırım Tom bu odayı dekore etme tarzını sevecek.

- I think Tom would like the way you decorated this room.
- I think that Tom would like the way you decorated this room.

Tom'u koruyup ve sevecek başka hiç kimse yoktu.

There was nobody else to protect and love Tom.

- Tom'un yeni işini seveceğinden eminim.
- Eminim Tom yeni işini sevecek.

I'm sure Tom will like his new job.

- Sanırım Tom bu şarabı sevecek.
- Bence Tom bu şarabı beğenecek.

- I think Tom will like this wine.
- I think that Tom will like this wine.