Translation of "Kedisine" in English

Kedisine biraz süt verdi.

He gave his cat some milk.

Alain bütün dikkatini kedisine odakladı.

Alain focused all his attention on his cat.

O, kedisine Tatoeba adını verdi.

She called her cat Tatoeba.

Tom kedisine biraz süt verdi.

Tom gave his cat some milk.

Tom kedisine Cookie adını verdi.

Tom named his cat Cookie.

Tom kedisine "Mary" adını verdi.

Tom named his cat Mary.

Biz hafta sonları Tom'un kedisine bakarız.

We look after Tom's cat at weekends.

Tom kedisine sadece çiğ et verir.

Tom only gives raw meat to his cat.

Erkek kardeşim kedisine Huazi adını verdi.

My brother named his cat Huazi.

Tom kedisine biraz kedi nanesi verdi.

Tom gave his cat some catnip.

Küçük erkek kardeşim kedisine Hanako adını verdi.

- My brother named his cat Hanako.
- My younger brother named his cat Hanako.

Erkek kardeşim kendi kedisine "Hanako" adını verdi.

My brother named his cat Hanako.

Tom, Mary'nin kedisine verebileceği birkaç isim önerdi.

Tom suggested a few names Mary could give her cat.

Taninna kedisine "Beni tırmaladığın için teşekkür ederim" dedi.

"Thank you for clawing me," Taninna told her cat.

- Tom kedisine oyuncak aldı.
- Tom kedisi için bir kedi oyuncağı aldı.

Tom bought a cat toy for his cat.

- Tom çoğu zaman kedisine köpek maması verir.
- Tom kedisini sık sık köpek mamasıyla besler.

Tom often feeds his cat dog food.