Translation of "Kazan" in English

0.002 sec.

Examples of using "Kazan" in a sentence and their english translations:

Bu bir kazan-kazan durumu.

It's a win-win situation.

Biraz zaman kazan.

Take some time.

Kazan Tataristanın başkentidir.

Kazan is the capital of Tatarstan.

Kazan, buhar çıkarıp köpürüyor.

The cauldron was steaming and bubbling.

Kazan kentini beğendin mi?

How do you like Kazan?

İki elle kazan, biriyle harca.

Earn with both hands, spend with one.

Bu çukuru kazan kişi bendim.

I was the one who dug this hole.

Kazan hakkında Tom'a söyledin mi?

Did you tell Tom about your accident?

- Tamam, sen kazan.
- Tamam, sen kazandın.

- OK, you win.
- Okay, you win.

Tom ve ben bu çukuru kazan kişileriz.

Tom and I were the ones who dug this hole.

Dikkat et, o adam yüzüne gülen kuyunu kazan biri.

Watch outーthat guy is a real snake in the grass.

Belki kazan hakkında Tom'a söylemenin vakti geldi de geçiyor bile.

Perhaps it's time you told Tom about your accident.

Sanki buna alışkınmışsın gibi kazan bir değişiklik olsun diye ondan zevk alıyormuşsun gibi kaybet.

Win as if you were used to it, lose as if you enjoyed it for a change.