Translation of "Kalkmayı" in English

0.059 sec.

Examples of using "Kalkmayı" in a sentence and their english translations:

Erken kalkmayı sevmem.

I don't like getting up early.

Tom şafakta kalkmayı umursamaz.

Tom doesn't mind getting up at dawn.

Altıdan önce kalkmayı ilke edinirim.

I make a point of getting up before six.

Sabah erken kalkmayı prensip edinirim.

I make it a rule to get up early in the morning.

Sabah altıda kalkmayı prensip ediniyorum.

I make it a rule to get up at six in the morning.

Sabahları çok erken kalkmayı sevmiyorum.

I don't like getting up so early in the morning.

Tom sabahları erken kalkmayı sevmez.

- Tom isn't a morning person.
- Tom is not a morning person.

Tom yarın erken kalkmayı planlıyor.

- Tom is planning to get up early tomorrow.
- Tom plans to get up early tomorrow.

Mary kalkmayı denedi, ama yapamadı.

Mary tried to stand up, but she couldn't.

Soğuk sabahlarda erken kalkmayı zor bulurum.

I find it hard to get up early on cold mornings.

Hafta sonlarında uykudan geç kalkmayı severim.

I like to sleep-in on weekends.

Her sabah altıda kalkmayı prensip edinirim.

I make it a rule to get up at six every morning.

Her sabah erken kalkmayı gerekli buldum.

I found it necessary to get up early every morning.

Tom yarın sabah erkenden kalkmayı planlıyor.

- Tom is planning to get up early tomorrow morning.
- Tom plans to get up early tomorrow morning.

Ben erken kalkmayı bir kural haline getirdim.

I make it a rule to get up early.

Saat altıda kalkmayı bir kural olarak yaparım.

I make it a rule to get up at six.

Tom erken kalkmayı bir kural haline getiriyor.

Tom makes it a rule to get up early.

Ken erken kalkmayı bir kural olarak benimsiyor.

Ken makes it a rule to get up early.

O her sabah altıda kalkmayı kural haline getirmektedir.

She makes it a rule to get up at six every morning.

O her sabah altıda kalkmayı kural olarak benimsemiştir.

He makes it a rule to get up at six every morning.

O, her sabah altıda kalkmayı kural olarak benimsemiştir.

He makes it a rule to get up at six every day.

Sen sabahleyin erken kalkmayı seven tanıdığım tek kişisin.

You're the only person I know that likes getting up early in the morning.

Babam kışın bile saat altıda kalkmayı kural haline getirir.

My father makes it a rule to get up at six, even in the winter.

Sabah erken kalkmayı seven bir kişi değilsin, değil mi?

- You're not a morning person, are you?
- You aren't a morning person, are you?

- Tom erken kalkmaya özen gösterir.
- Tom erken kalkmayı huy edinmiştir.

Tom makes a point of getting up early.