Translation of "Kahvaltısı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kahvaltısı" in a sentence and their english translations:

Sabah kahvaltısı zamanı.

It's time for breakfast.

Ben sabah kahvaltısı yaptım.

I had breakfast.

O, sabah kahvaltısı yaptı.

He had breakfast.

Henüz sabah kahvaltısı yemedim.

- I have not eaten breakfast yet.
- I haven't eaten breakfast yet.

Biz sabah kahvaltısı hazırlıyoruz.

We're making breakfast.

Sabah kahvaltısı yemek istiyorum.

- I would like to have breakfast.
- I'd like to have breakfast.

Sabah kahvaltısı için ne yedin?

What did you eat for breakfast?

Hâlâ birlikte sabah kahvaltısı yiyebiliriz.

We could still have breakfast together.

Sabah kahvaltısı için gözleme yaptık.

We made pancakes for breakfast.

Sabah kahvaltısı için onlarla buluşuyorum.

I'm meeting them for breakfast.

Sabah kahvaltısı için onunla buluşuyorum.

I'm meeting her for breakfast.

- Sabah kahvaltısı yapmalısın.
- Kahvaltı yapman gerekiyor.

You need to have breakfast.

Sabah kahvaltısı iskandinav usulü açık büfedir.

Breakfast is a smorgasbord.

Kocam sabah kahvaltısı yaparken gazete okur.

My husband reads the newspaper while eating breakfast.

O sabah kahvaltısı yese iyi olur.

She had better eat breakfast.

Tom ne zaman sabah kahvaltısı yer?

When does Tom eat breakfast?

Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.

I mostly have fruit for breakfast.

Biz sabah kahvaltısı için sandviçler yedik.

We ate sandwiches for breakfast.

Birlikte sabah kahvaltısı yiyeceğimiz günü bekliyorum.

I'm waiting for the day that we eat breakfast together.

Ben her zaman sabah kahvaltısı yerim.

I always eat breakfast.

Tom ikindi kahvaltısı için ne yer?

What does Tom eat for a mid-afternoon snack?

Sabah kahvaltısı tabakları hâlâ lavabonun içerisindeydi.

The breakfast dishes were still in the sink.

Ancak sabah kahvaltısı için yeterli ekmeğimiz var.

We have barely enough bread for breakfast.

Sabah kahvaltısı yapman genellikle ne kadar sürer?

How much time does it usually take you to eat breakfast?

Yarın sabah kahvaltısı için krep yiyebilir miyiz?

Can we have pancakes for breakfast tomorrow?

Tom sabah kahvaltısı yaparken genellikle gazete okur.

Tom usually reads the newspapers while he's eating breakfast.

Birlikte sabah kahvaltısı yiyeceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to the day that we eat breakfast together.

Tom sabah kahvaltısı için Mary ile buluştu.

Tom met Mary for breakfast.

- Henüz sabah kahvaltısı yemedim.
- Ben henüz kahvaltı yapmadım.

- I have not eaten breakfast yet.
- I haven't eaten breakfast yet.

Altıda kalktım, sabah kahvaltısı yedim ve sonra okula gittim.

I got up at six, ate breakfast and then went to school.

Sabah kahvaltısı için pastırma ve yumurta yedin değil mi?

You had bacon and eggs for breakfast, didn't you?

- Sabah kahvaltısı için ne yedin?
- Kahvaltı için ne yedin?

- What did you have for breakfast?
- What did you eat for breakfast?

Sabah kahvaltısı için bir şey yemediğimden dolayı şimdi çok açım.

Since I didn't eat anything for breakfast, I'm very hungry now.

Tipik Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve tuzlu krakerden oluşmaktadır.

A typical Bavarian breakfast consists of white sausage, wheat beer and pretzels.

Sabah kahvaltısı için veranda yemeği Fransa'nın kentsel alanlarında yaygın olarak uygulanmaktadır.

Patio dining for breakfast is widely practiced in urban areas of France.