Translation of "Hayvanı" in English

0.013 sec.

Examples of using "Hayvanı" in a sentence and their english translations:

Hayvanı değiştir!

Change the animal!

Binek hayvanı kullanmak

use a pet

O, hayvanı yiyor.

He is eating the animal.

Hayvanı canlı olarak yakalamalısın.

You must catch the animal alive.

O bir parti hayvanı.

He's a party animal.

İçimizdeki tembel hayvanı kucaklayalım mı,

How about we all embrace our inner sloth

Onun hiç evcil hayvanı yok.

He doesn't have any pets.

Bu hayvanı ilk kez gördüm.

- This is the first time I've seen this animal.
- This is the first time that I've seen this animal.

Japoncada bu hayvanı nasıl adlandırıyorsunuz?

What is this animal called in Japanese?

Tom'un hiç evcil hayvanı yok.

Tom doesn't have any pets.

Ben kümes hayvanı butu yemem.

I don't eat dark meat.

Tom yaralı bir hayvanı kurtardı.

Tom rescued an injured animal.

Diğerlerinden üstün olan 72 hayvanı bulduk.

We found 72 that stand above the pack.

Ve hızlıca düşen lens hayvanı ürküttü.

and that thing falling quickly just startles that animal.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

He set a trap to catch the animal.

Tom'un bir evcil hayvanı var mı?

Does Tom have a pet?

Tom'un hiç evcil hayvanı var mı?

Does Tom have any pets?

Büyürken, Tom'un hep evcil hayvanı vardı.

Tom always had pets when he was growing up.

Onun bir evcil hayvanı var mı?

Does he have a pet?

Bilim garip hayvanı tanımlamak için çalışıyor.

Science is trying to identify the strange animal.

En sevdiğin hayvanat bahçesi hayvanı hangisi?

What's your favorite zoo animal?

Mary favori doldurulmuş hayvanı olmadan uyuyamayacağını söylüyor.

Mary says that she can't fall asleep without her favorite stuffed animal.

O ormanda birçok büyük av hayvanı var.

There's a lot of big game in that forest.

Neredeyse hiç kimse bu hayvanı yakından görmedi.

Hardly anyone has seen this animal up close.

- Deniz ürünleri yedin mi? Diyelim ki, kabuklu deniz hayvanı.
- Deniz mahsulleri yedin mi? Faraza, kabuklu deniz hayvanı.

Have you eaten seafood? Shellfish, let's say.

Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.

It's very rare to see an animal that small.

Bu, Tom'un evcil hayvanı kaplumbağa. Onun adı Mary'dir.

This is Tom's pet turtle. She's called Mary.

O birçok aslan, fil ve diğer hayvanı vurdu.

He shot many lions, elephants, and other animals.

İnsanlar birbiri ardına hayvanat bahçesindeki garip hayvanı görmeye geldiler.

People came to see the strange animal in the zoo one after another.

Deniz ürünleri yedin mi? Diyelim ki, kabuklu deniz hayvanı.

Have you eaten seafood? Shellfish, let's say.

O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.

Sami'nin en sevdiği binek hayvanı Leyla adında bir kısraktı.

Sami's favorite mount was a mare named Layla.

Yürüyor dedik mesafe kat ediyor dedik binek hayvanı nereden çıktı?

We said walking, walking distance, where did we go?

ABD hükümeti İngiltereye her zaman Amerika'nın evcil hayvanı olarak bakmıştır.

- The American government has always regarded England as America's house pet.
- The US government has always regarded England as the United States' house pet.

"Bu hayvanı tanıyor musun?" "Tabii ki, bu bir deve!" "Yanlış! Tek hörgüçlü bir deve.

"Can you identify this animal?" "Sure! It's a camel!" "Wrong! A dromedary!"

Tom ve Mary safariye gittiler ve örneğin aslanlar, zürafalar, zebralar ve su aygırları gibi birçok hayvanı gördüler.

Tom and Mary went on a safari and saw many animals, such as lions, giraffes, zebras, and hippopotamuses.