Translation of "Haftalar" in English

İyi haftalar!

Have a good week!

Bu haftalar sürebilir.

It could take weeks.

O haftalar sürebilir.

That could take weeks.

Bu haftalar alabilir.

This could take weeks.

Soruşturma haftalar sürebilir.

The investigation could take weeks.

Haftalar rüyalar gibi geçer.

The weeks pass like dreams.

Bunu haftalar önce yapmalıydım.

- I should have done this weeks ago.
- I should've done this weeks ago.

Tom haftalar önce gitmeliydi.

- Tom should've gone weeks ago.
- Tom should have gone weeks ago.

Haftalar boyunca kabuslar gördüm.

I had nightmares for weeks.

Bunu haftalar önce yapmalıydın.

- You should've done that weeks ago.
- You should have done that weeks ago.

O yazdığından beri haftalar oldu.

It's been weeks since she's written.

Tom bunu haftalar önce yapmalıydı.

- Tom should've done that weeks ago.
- Tom should have done that weeks ago.

Haftalar içinde onlardan birini satmadım.

I haven't sold one of those in weeks.

Bu, haftalar hatta aylar sürebilir.

It could take weeks, even months.

Tom yoğun bakımda haftalar geçirdi.

Tom spent weeks in intensive care.

Tom haftalar önce kararını verdi.

Tom made up his mind weeks ago.

Haftalar süren testlerden ve ayarlamalardan sonra

So after weeks of testing and alterations,

Tom haftalar süren acıdan sonra öldü.

Tom finally succumbed after weeks of suffering.

Tom ve ben onu haftalar önce çaldık.

Tom and I stole it weeks ago.

Raffle's'da yemek yemek istiyorsan, haftalar önceden rezerve ettirmelisin.

If you want to eat at Raffle's, you must reserve weeks ahead.

Denizciler engin okyanusta haftalar ya da aylar harcarlar.

Sailors spend weeks or months in the immense ocean.

Meksika'ya gidebilmek için başka bir vize almam haftalar sürdü

It took me weeks to get another visa so that I could go back to Mexico,

Haftalar, aylar ve yıllar geçtikçe, deniz ormanındaki hayvanlarla olan ilişkim

My relationship with the sea forest and its creatures deepens...

- Bunu yapmak Tom'un haftalarını aldı.
- Tom'un bunu yapması haftalar aldı.

It took Tom weeks to do that.

Sadece haftalar sonra, Amerika Birleşik Devletleri ilk astronotu Alan Shepherd'ı başlattı.

Just weeks later, the United States launched its first astronaut, Alan Shepherd.

Tom'un tavernasında bir masa almak için haftalar öncesinden rezervasyon yaptırmak zorundasın.

To get a table at Tom's Tavern, you have to make reservations weeks in advance.

Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ve biz ne olduğunun farkına bile varmadan başka bir yıl daha geçmiş oldu.

Days turned into weeks, weeks turned into months and, before we knew it, another year had passed.