Translation of "Girdiğini" in English

Girdiğini görmedim.

I didn't see you come in.

İçeri girdiğini duymadım.

We didn't hear you come in.

İçeri girdiğini gördük.

We saw you come in.

İçeri girdiğini duydum.

I heard you come in.

Onun girdiğini duydum.

I heard her come in.

Onun odaya girdiğini gördüm.

I saw her enter the room.

Onların bankaya girdiğini gördüm.

I saw them enter the bank.

Onun mağazaya girdiğini gördüm.

I saw him enter the store.

Onun eve girdiğini gördüm.

I saw him enter the house.

Tom'un içeri girdiğini duydum.

I heard Tom come in.

Tom'un içeri girdiğini gördüm.

I saw Tom go inside.

İçeri girdiğini duyduğumu düşündüm.

- I thought I heard you come in.
- I thought that I heard you come in.

Onun parka girdiğini gördük.

We saw her enter the park.

Birinin odaya girdiğini duydum.

I heard someone come into the room.

Onların içeriye girdiğini gördüm.

I saw them go inside.

Onun içeriye girdiğini gördüm.

I saw him go inside.

Onların içeri girdiğini duydum.

I heard them come in.

Onun içeri girdiğini duydum.

I heard him come in.

Birinin odaya girdiğini gördüm.

- I saw the man enter the room.
- I saw someone go into the room.

Çocukların odaya girdiğini gördük.

We saw the children enter the room.

Tom'un odaya girdiğini duymadım.

I didn't hear Tom enter the room.

Tom'un odaya girdiğini duydum.

I heard Tom enter the room.

Birinin odaya girdiğini duyduğumu sandım.

- I thought I heard somebody enter the room.
- I thought that I heard somebody enter the room.

Tom Mary'nin mağazaya girdiğini gördü.

Tom saw Mary enter the store.

Sistemimize kimin girdiğini bilmek istiyoruz.

We want to know who hacked into our system.

Tom'un restorana girdiğini gördün mü?

Did you see Tom going into the restaurant?

Polis adamın bankaya girdiğini gördü.

The police observed the man enter the bank.

Bir adamın odaya girdiğini gördüm.

I saw a man enter the room.

Bir yabancının eve girdiğini gördük.

We saw a stranger enter the house.

Bir itoğluitin bahçeye girdiğini gördüm.

I saw a dirty dog enter the garden.

Tom'un Harvard'a girdiğini bilmediğine şaşırdım.

- I'm surprised that you didn't know that Tom got into Harvard.
- I'm surprised you didn't know that Tom got into Harvard.
- I'm surprised you didn't know Tom got into Harvard.
- I'm surprised that you didn't know Tom got into Harvard.

Tom, Mary'nin postaneye girdiğini gördü.

Tom saw Mary enter the post office.

Onun içeri girdiğini duyduğumu sandım.

I thought I heard her come in.

Tom'un o restorana girdiğini gördüm.

I saw Tom enter that restaurant.

Binaya ne zaman girdiğini bilmiyorum.

I don't know when he entered the building.

Jane'nin tebessümle sınıfına girdiğini gördüm.

I saw Jane go into her classroom with a smile.

Ben adamın odaya girdiğini gördüm.

I saw the man enter the room.

Tom Mary'nin odasına girdiğini duymadı.

Tom didn't hear Mary enter the room.

Tom Mary'nin odaya girdiğini duymadı.

Tom didn't hear Mary come into the room.

Tom'un hapse girdiğini biliyor muydunuz?

Did you know Tom has spent time in jail?

Sami, Leyla'nın banyoya girdiğini görmedi.

Sami didn't see Layla walk into the bathroom.

Adamın onun odasına girdiğini fark ettik.

We noticed the man enter her room.

Adam eve zorla girdiğini itiraf etti.

The man admitted having broken into the house.

Onun odaya gizlice girdiğini fark ettim.

I noticed him sneak into the room.

Komşunun evine hırsız girdiğini duydun mu?

Did you hear that a burglar broke into the neighbor's house?

Bir yabancının o eve girdiğini gördüm.

I saw a stranger enter that house.

Herhangi biri buraya girdiğini gördü mü?

Did anyone see you come in here?

Son zamanlarda bir işe girdiğini biliyorum.

- I know you recently got a job.
- I know that you recently got a job.

Tom'un arabasının araba yoluna girdiğini gördüm.

I saw Tom's car pull into the driveway.

Herhangi biri içeri girdiğini gördü mü?

Did anyone see you come in?

Tom senin içeri girdiğini gördü mü?

Did Tom see you come in?

Birinin içeri girdiğini görmedin, değil mi?

You didn't see anyone come in, did you?

Tom senin içeri girdiğini görmüş olabilir.

Tom may have seen you come in.

Tom senin içeri girdiğini görmemiş olabilir.

Tom may not have seen you come in.

Tom'un evime nasıl girdiğini merak ediyorum.

I wonder how Tom got into my house.

Tom evine kimin zorla girdiğini söyledi?

Who did Tom say broke into his house?

Bir hırsızın, komşumun evine girdiğini duydun mu?

Have you heard that a burglar broke into my neighbor's house?

Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.

I saw him go into the toilet a few minutes ago.

Tom'un kiminle içeriye girdiğini fark etmedim bile.

I didn't even notice who Tom came in with.

Polis hırsızın bir bodrum penceresinden girdiğini düşünüyor.

The police think the burglar entered through a basement window.

Tom apartman dairemize nasıl girdiğini söyledi mi?

Did Tom say how he got into our apartment?

Tom Mary'nin Harvard'a girdiğini duyduğunda şok oldu.

Tom was shocked to hear that Mary had gotten into Harvard.

Bir bayanın biletini göstermeden kapıdan girdiğini gördüm.

I saw a lady go through the gate without showing her ticket.

Sadece hesaplarına bakmak için sisteme girdiğini biliyor musun?

not to make a transaction, just to log in to check their account?

Ya da biraz garip olduğunu, fazlaca özele girdiğini.

or it's a little weird or it's a little intimate.

Polis bir adamın gizlice içeri girdiğini fark etti.

The policeman noticed a man sneak in.

Tom bana herhangi birinin içeri girdiğini görmediğini söyledi.

- Tom told me that he didn't see anyone come in.
- Tom told me he didn't see anyone come in.

Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?

Would you mind telling me how you got into my office?

Tom bir arabanın özel araba yoluna girdiğini gördü.

Tom saw a car pull into the driveway.

O Mary ve Eve'in içeri girdiğini fark etmedi.

He didn't notice that Mary and Eve had come in.

Radyo kulaklığını açtım bu yüzden Tom'un odaya girdiğini duymadım.

I had my headphones on so I didn't hear Tom enter the room.

Yaşlı beyefendinin caddeyi geçip köşedeki bir mağazaya girdiğini gördüm.

I saw the old gentleman cross the street and enter a store on the corner.

Tom'un odaya gizlice girdiğini başka hiç kimse fark etmedi.

No one else noticed that Tom had snuck into the room.

Tom Mary'nin içeriye girdiğini ve odanın arka tarafında oturduğunu gördü.

Tom saw Mary walk in and take a seat in the back of the room.

Tom Mary'nin yasayla kaç kez başının belaya girdiğini merak ediyordu.

Tom wondered how many times Mary had been in trouble with the law.

Yönetimin neden forvetin taleplerine bu kadar kolay bir şekilde girdiğini bilmiyorum.

I don't know why the management submitted to the striker's demands so easily.