Translation of "Flüt" in English

Flüt çaldım.

I played the flute.

Flüt çalıyorum.

I play the flute.

- Flüt çalmasını bilmiyorum.
- Flüt çalmayı bilmem.

I don't know how to play the flute.

O flüt çalabilir.

- He is able to play the flute.
- He can play a flute.
- He can play the flute.

O, flüt çalabilir.

He is able to play the flute.

O flüt çalar.

She plays the flute.

Tom flüt çalıyor.

Tom plays the flute.

Tom flüt çalabilir.

- Tom can play a flute.
- Tom can play the flute.

Tom flüt çaldı.

Tom played the flute.

Tom flüt çalabiliyor.

Tom is able to play the flute.

Flüt çalabilir misin?

- Can you play the flute?
- Are you able to play the flute?

Ben flüt çalamam.

- I can't play the flute.
- I don't know how to play the flute.

O bir flüt çalabilir.

He can play a flute.

Ben lisedeyken flüt çaldım.

I played the flute when I was in high school.

Bir kız, flüt çalıyor.

A girl is playing the flute.

Flüt çalmayı öğrenmek istiyorum.

I want to learn to play the flute.

Hâlâ flüt çalıyor musun?

Do you still play the flute?

Tom flüt çalmaktan zevk alıyor.

Tom enjoys playing the flute.

O ne tür bir flüt?

What kind of flute is that?

Tom blok flüt çaldığını söylüyor.

Tom says he plays the recorder.

Tom da flüt çaldığını söyledi.

- Tom said that he plays the flute, too.
- Tom said that he also plays the flute.
- Tom said that he plays the flute as well.

Tom flüt çalmayı da sever.

Tom also likes to play the flute.

Nasıl flüt çalınacağını öğrenmek istiyorum.

I want to learn how to play the flute.

Ben bir flüt solo çalmayı düşünüyorum.

I plan to play a flute solo.

Tom, Mary'nin çok güzel flüt çalabilmesinden etkilenmişti.

Tom was impressed by how well Mary could play the flute.

Piyano, gitar ve flüt çalmayı öğrenmek istiyorum.

I would like to learn to play the piano, guitar and flute.

Tom'un flüt çalmayı bilip bilmediğini merak ediyorum.

- I wonder if Tom knows how to play the flute.
- I wonder whether Tom knows how to play the flute.

O, piyano, flüt, gitar ve benzerlerini çalar.

He can play the piano, the flute, the guitar, and so on.

Tom Mary için bir bambu flüt yaptı.

Tom made a bamboo flute for Mary.

Tom'un flüt çalmada çok iyi olmadığını biliyordum.

- I knew that Tom wasn't very good at playing the flute.
- I knew Tom wasn't very good at playing the flute.

Tom'un flüt çalmakta bundan daha iyi olacağını düşündüm.

- I thought Tom would be better at playing the flute than that.
- I thought that Tom would be better at playing the flute than that.

Piyano, gitar ya da flüt çalmayı öğrenmek isterim.

I would like to learn to play the piano, guitar or flute.

Tom, Mary'den ona nasıl flüt çalınacağını öğretmesini istedi.

Tom asked Mary to teach him how to play the flute.

Bob sadece gitar değil aynı zamanda flüt de çalar.

Bob plays not only the guitar but also the flute.

Keşke ben de Ian Anderson kadar iyi flüt çalabilsem.

I wish I could play the flute as well as Ian Anderson.

Annem ve babama doğum günümde flüt istediğimi zaten söyledim.

I've already told my parents that I want a flute for my birthday.

Bob sadece gitar değil fakat aynı zamanda flüt de çalar.

Not only does Bob play the guitar, but also the flute.