Translation of "Endişelenmiş" in English

- Çok endişelenmiş görünmüyorsun.
- Çok endişelenmiş görünmüyorsunuz.

You don't seem too worried.

Ailen endişelenmiş olmalı.

- Your parents must've been worried.
- Your parents must have been worried.

Tom endişelenmiş numarası yaptı.

Tom feigned concern.

Tom neler olabileceğinden endişelenmiş gibi görünmüyordu.

Tom didn't seem to be worried about what might happen.

- Endişeli olduklarını söylediler.
- Endişelenmiş olduklarını söylediler.

- They said they were worried.
- They said that they were worried.

Dün gece eve gelmediğinde ailen endişelenmiş olmalı.

- Your parents must've been worried when you didn't come home last night.
- Your parents must have been worried when you didn't come home last night.