Translation of "Edilmesi" in English

Deşifre edilmesi gerekiyordu.

it had to be deciphered.

Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.

Your shoes want mending.

Kulenin restore edilmesi önerildi.

It was suggested that the tower be restored.

Tom'un ikna edilmesi gerekecek.

Tom will need some persuasion.

Ahmaud Arbery'nin linç edilmesi, ...

Ahmaud Arbery's lynching,

Tom'un idam edilmesi planlanıyor.

Tom is scheduled to be executed.

Bunun yok edilmesi gerekiyor.

It needs to be destroyed.

Pilin şarj edilmesi gerekiyor.

The battery needs to be recharged.

Bunun tamir edilmesi gerekiyor.

It needs to be fixed.

Tom'un teşvik edilmesi gerekir.

Tom should be encouraged.

Telefonun şarj edilmesi gerekiyor.

The phone needs to be recharged.

Sami'nin kabul edilmesi gerekiyordu.

Sami needed to be accepted.

Tom'un transfer edilmesi gerekir.

Tom needs to be transferred.

Tom'un haberdar edilmesi gerekir.

Tom needs to be notified.

Memnun edilmesi zor birisin.

You're a hard person to please.

Telaffuz edilmesi zor bir sözcük.

It's a difficult word to pronounce.

Metnin Belarusçaya tercüme edilmesi gerekiyor.

The text needs to be translated into Belarusian.

Çocukların daima teşvik edilmesi gerekir.

Children should always be encouraged.

Hangisinin önce ifade edilmesi gerekir?

Which should be addressed first?

Bu piyanonun akort edilmesi gerekiyor.

This piano needs to be tuned.

Tom'un piyanosunun akort edilmesi gerekiyor.

Tom's piano needs to be tuned.

Ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini göreceksiniz.

and they need to be addressed now.

Dikkat edilmesi gereken bir şey var.

There is one catch.

Sandalyenin oturacak yerinin tamir edilmesi gerekiyor.

The seat of the chair needs repairing.

Tom'un 20 Ekimde mahkum edilmesi planlanıyor.

Tom is scheduled to be sentenced October 20th.

Kitabın ne zaman iade edilmesi gerekiyor?

When does the book need to be returned?

Bu soruna hemen dikkat edilmesi gerekir.

This problem demands immediate attention.

Ozon tabakasının tahrip edilmesi çevreyi etkiler.

The destruction of the ozone layer affects the environment.

Ben tartışmaya devam edilmesi gerektiğine inanıyorum.

I believe that the debate should be carried on.

Diyabet, tedavi edilmesi pahalı bir hastalıktır.

Diabetes is an expensive disease to treat.

Sami kontrol edilmesi gereken bir canavardı.

Sami was a beast that needed to be controlled.

Öyle ucuz bir otelde misafir edilmesi tuhaf.

It is strange that he should be put up at such a cheap hotel.

Bunun bir saat önce teslim edilmesi gerekiyordu.

This was supposed to be delivered an hour ago.

Gezide çektiğimiz fotoğrafların banyo edilmesi için verdim.

I gave the film of the trip to be developed.

Onun partiye davet edilmesi konusunda ısrar etti.

She insisted that he be invited to the party.

Tom tamir edilmesi için bilgisayarını içeri götürdü.

Tom took his computer in to be repaired.

- Tom'un öldürülmesi gerekiyor.
- Tom'un idam edilmesi gerekir.

Tom needs to be put to death.

Onun adı uzun ve telaffuz edilmesi zor.

Her name is long and hard to pronounce.

Sanayinin konsolide edilmesi, bugünkü kazançla devam ediyor.

The consolidation of the industry continues with today's acquisition.

Tom'un adil bir şekilde tedavi edilmesi gerekiyor.

Tom needs to be treated fairly.

Tom'un ikna edilmesi o kadar zor olmayacak.

Tom won't be so difficult to convince.

Ve çok önemli bir hastalıktır. Tedavi edilmesi gerekir

and it is a very important disease. Needs to be treated

Yeni bir yol inşa edilmesi kararı kabul edildi.

The resolution that a new road be built was passed.

Raporun en küçük ayrıntısına bile dikkat edilmesi gerekir.

Attention should be paid to even the smallest detail of the report.

Savaş sırasında birçok tarihi binanın tahrip edilmesi üzücü.

It's sad that many historical buildings got destroyed during the war.

[Bu konuşma görsellik içermektedir Buna dikkat edilmesi tavsiye edilir]

[This talk contains graphic language Viewer discretion is advised]

- Bu sandalyenin tamir edilmesi gerekiyor.
- Bu sandalye tamir edilmeli.

This chair needs to be repaired.

- Kol saatimin tamir edilmesi gerekiyor.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.

- My watch needs mending.
- My watch needs to be repaired.
- My watch needs repairing.

- Sana ateş edilmesi benim hatam.
- Senin kovulman benim hatam.

It's my fault that you were fired.

Ve üçüncü olarak merakın teşvik edilmesi. Bir sürü soru sorun.

And third, model curiosity. Ask a lot of questions.

Yada sekiz yaşındaki Asifa'nın tecavüz edilmesi ve öldürülmesinden sonra mı?

Or was it after eight-year-old Asifa, who was raped and brutally murdered?

Yaklaşan seçimin sonucu, şimdiye kadar tahmin edilmesi en zoru olacak.

The outcome of the upcoming election will be the hardest ever to predict.

İyi bir parolanın tahmin edilmesi zor fakat hatırlanması kolay olmalıdır.

A good password should be difficult to guess, but easy to remember.

Patlama yarası çok derindi ve enfeksiyon için muayene edilmesi gerekiyordu.

The puncture wound was very deep and had to be examined for infection.

- Bürokrasi'yi azaltmak için, hükümet hangi yasaların eski ve elemine edilmesi gerektiğini

- In order to reduce bureaucracy, the government has created a committee with the purpose of

Bundan sonra nasıl devam edilmesi gerektiği ile ilgili tavsiyene ihtiyacım var.

I need your advice on how to proceed.

Bu saatin tamir edilmesi gerekiyor. O günde 20 dakika ileri gidiyor.

This watch needs to be repaired. It gains 20 minutes a day.

Linda on altı yaşındaydı fakat yirmi olarak kabul edilmesi için sorun yoktu.

Linda is sixteen, but had no trouble passing for twenty.

Benim tenis raketimde bir çatlak vardı, bu yüzden onu tamir edilmesi için dışarıya gönderdim.

There was a crack in my tennis racket, so I sent it out to be repaired.

Bazı Almanca kelimelerin telaffuz edilmesi İngilizce konuşan biri için son derece zordur. Örnek olarak: "Streichholzschächtelchen".

- Some German words are extremely difficult for an English speaker to pronounce, for example "Streichholzschächtelchen".
- Some German words are extremely difficult to pronounce for an English speaker, for example: "Streichholzschächtelchen".

Yaygın inanışa göre virüsten etkilenmiş kişilere maruz kalan kişilerin hastalığa karşı test edilmesi gerektiği öne sürülüyor.

Prevailing wisdom suggests that people exposed to people who are sick with the virus should be tested for illness themselves.

Kralın sadece bir çocuğu vardı ve o bir kızdı, bu yüzden ona ondan sonra kral olmak için uygun olacak bir koca temin edilmesi gerektiğini öngördü.

The king had only one child, and that was a daughter, so he foresaw that she must be provided with a husband who would be fit to be king after him.