Translation of "Durağında" in English

Otobüs durağında bekleyeceğim.

I'll wait at the bus stop.

- Seninle otobüs durağında buluşabilirim.
- Sizinle otobüs durağında buluşabilirim.

I can meet you at the bus station.

O, otobüs durağında bekliyor.

He's waiting at the bus stop.

Tom otobüs durağında bekliyor.

- Tom is waiting at the bus stop.
- Tom is at the bus stop, waiting.

Sizinle otobüs durağında buluşabilirim.

I can meet you at the bus station.

Seninle otobüs durağında buluşabilirim.

I can meet you at the bus station.

Seninle otobüs durağında buluşacağım.

I'll meet you at the bus station.

Seni otobüs durağında bekleyeceğim.

I'll wait for you at the bus stop.

Yanlış otobüs durağında indim.

I got off at the wrong bus stop.

Metro durağında ayakta bekliyordu.

He stood on the platform in the underground station.

Otobüs durağında hiç kimse beklemiyor.

No one is waiting at the bus stop. We may have missed the bus.

Bir sonraki otobüs durağında indiler.

They got off at the next bus stop.

Ben seni otobüs durağında bekleyeceğim.

I will wait for you at the bus stop.

Ben onunla otobüs durağında buluşacağım.

I will meet him at the bus stop.

Otobüs durağında onunla kazara karşılaştım.

I met her by accident at the bus stop.

Tom sonraki otobüs durağında indi.

Tom got off at the next bus stop.

Leyla bir otobüs durağında oturuyordu.

Layla was sitting at a bus stop.

Tom otobüs durağında, Mary'yi bekliyor.

Tom is at the bus station, waiting for Mary.

Tom bir otobüs durağında bekliyordu.

Tom was waiting at a bus stop.

Otobüs durağında uzun bir kuyruk yoktu.

There was not a long queue at the bus stop.

O, bir sonraki otobüs durağında indi.

He got off at the next bus stop.

Otobüs durağında indim ve sağa gittim.

I got off at the bus stop and went to the right.

Tom Mary'yi otobüs durağında beklerken gördü.

Tom saw Mary waiting at the bus stop.

Otobüs durağında bekleyen biri var mı?

- Is there anybody waiting at the bus stop?
- Is there anyone waiting at the bus stop?

Sami ve Leyla otobüs durağında takılıyorlardı.

Sami and Layla were hanging out at the bus stop.

Otobüs durağında,insanlar düzgün bir şekilde sırada beklediler.Filhakika otobüs durur durmaz sıra bozuldu.

At the bus stop, people waited in orderly lines, but as soon as the bus pulled up, the line broke up.

Otobüs şoförü herhangi bir otobüs durağında durmadı, ancak bir polis korumasında Boston'a gelene kadar devam etti.

The bus driver didn't stop at any bus stops, but continued until he arrived in Boston with a police escort.