Translation of "Doğada" in English

0.004 sec.

Examples of using "Doğada" in a sentence and their english translations:

Doğada eşitlik yoktur.

There is no equality in nature.

- Doğada hiçbir şey lüzumsuz değildir.
- Doğada hiçbir şey kullanışsız değildir.
- Doğada hiçbir şey yararsız değildir.

Nothing in nature is useless.

O hayvanlar doğada yaşayamayıp

those animals can't live in nature

Doğada bulduğu meyvelerden sağlar

Provides from fruits that it finds in nature

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

In the wild, they roost in tree hollows.

Ve doğada herhangi bir bitkinin

and any plant in nature

Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.

Only 14,000 remain in the wild.

Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.

[Bear] In the wild, you can't always depend on technology.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

Pick your battles in the wild.

Vahşi doğada yiyecek ararken seçiçi olamazsınız!

[Bear] When foraging for food in the wild you can't be picky!

Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!

[Bear] When foraging for food in the wild, you can't be picky!

Bir natüralistin yalnızca doğada özgür olmasıdır.

it's the moment when a naturalist feels just free in nature.

Doğada, bu genellikle kötü bir işarettir.

That generally, in nature, is a bad sign.

Fibonacci dizisinin doğada çok örneği vardır.

There are many examples of the Fibonacci sequence in nature.

Fibonacci sayıları doğada zaman zaman görünür.

Fibonacci numbers show up occasionally in nature.

Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.

[Bear] Sometimes in the wild, things take an unexpected turn.

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

In the wild, food becomes scarcer as winter approaches.

Doğada her şey doğanın tüm güçlerini içermektedir.

Everything in Nature contains all the powers of Nature.

Spiral doğada en yaygın geometrik biçimlerinden biridir.

The spiral is one of the most common geometrical forms in nature.

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.

Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

Doğada canlı varlıklar sürekli bir savaş halindedir.

In nature, living beings are in a perpetual state of war.

Bu doğada ne kadar noksanlık ve terslik olursa olsun.

with all its shortcomings and perversities.

Dev pasifik ahtapotları vahşi doğada beş yıla kadar yaşayabilir.

Giant pacific octopuses can live for up to five years in the wild.

Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.

If there's ever an environment where you need your strength, it's the jungle.

Doğada bunun gibi olaylar sürekli ve çok fazla oluyor aslında

events like this are happening in nature all the time

Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.

[Bear] Eating in the wild is always risky, and now we're in a spot of trouble.

Bir hayvanın bir hayvanat bahçesinde rahat bir hayat yaşaması vahşi doğada bir vahşi hayvan tarafından parçalanmasından daha iyidir.

It is better for an animal to live a comfortable life in a zoo than to be torn apart by a predator in the wild.