Translation of "Dersinde" in English

- Beden dersinde sakatlandım.
- Beden eğitimi dersinde sakatlandım.

- I injured myself during the physical education lesson.
- I injured myself during PE class.

O, tenis dersinde.

She's at her tennis lesson.

O, tarih dersinde uyukladı.

He dozed off in history class.

İngilizce dersinde geride kaldı.

He fell behind in his English class.

Tom Fransızca dersinde uyukladı.

Tom dozed off in French class.

- Tom Fransızca dersinde benim sınıfımdaydı.
- Fransızca dersinde Tom'la aynı sınıftaydık.

Tom was in my French class.

Fen dersinde hücrelerin resimlerini çizdik.

In science class, we drew pictures of cells.

Karım Muay Thai dersinde bayıldı.

My wife passed out in the Muay Thai lesson.

Yoga dersinde bir adam var.

There's a guy in my yoga class.

Biz Amerikan tarihi dersinde tanıştık.

We met in the American history class.

Tom bugün tarih dersinde miydi?

Was Tom in history class today?

Yarın tarih dersinde sınava girmek zorundayım.

I have to take an examination in history tomorrow.

Tom Fransızca dersinde benim önümde oturur.

Tom sits in front of me in French class.

Ben Yoga dersinde lotus pozisyonunu öğrendim.

I learned the lotus position in yoga class.

Tom fen dersinde Mary'nin arkasında oturur.

Tom sits behind Mary in science class.

Fransız dersinde daha çok dikkat etmeliydim.

- I should've paid more attention in French class.
- I should have paid more attention in French class.

Tom Fransızca dersinde Mary'nin arkasında oturur.

Tom sits behind Mary in French class.

Kate tarih dersinde dikkatle not tuttu.

Kate took careful notes on the history lecture.

Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.

Chris risks falling behind in the science class.

Tom Fransızca dersinde sık sık uyuklar.

Tom often dozes off in French class.

Artık fen dersinde Tom'un yanında oturmuyorum.

I don't sit next to Tom in science class anymore.

Fen bilimleri dersinde sınıfının en iyisi.

He is better at science than anyone else in his class.

Tom fen dersinde iyi bir not aldı.

Tom got a good grade in science.

İngilizce dersinde kullandığımız yeni ders kitabını sevmiyorum.

I don't like the new textbook we're using in the English class.

- Tom'un fiziği iyi.
- Tom fizik dersinde başarılıdır.

Tom does well in physics.

Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.

Tom is better at science than anyone else in his class.

Bugün tarih dersinde Kral VIII. Henry dönemini işledik.

We studied about King Henry VIII in our history class today.

Tom ve Mary fen dersinde yan yana oturdular.

Tom and Mary sit next to one another in science class.

Matematik dersinde ben bazen tam olarak neyi anlamadığımı bile anlamıyorum.

In math class I sometimes don't even understand what exactly I don't understand.

- Tom'un kimyası berbat.
- Tom kimya dersinde çok zayıf.
- Tom'un kimyaya kafası hiç basmaz.

Tom stinks at chemistry.

Az önce Fransızca öğretmeninle konuştum ve o senin onun dersinde iyi olduğunu söylüyor.

I've just spoken to your French teacher and he says you're doing well in his class.