Translation of "Fen" in English

- Dersimiz fen.
- Dersimiz fen bilgisi.
- Dersimiz fen ve teknoloji.

The lesson is science.

Fen bilgisi öğretmeniydim.

I was a science teacher.

Fen bilgisi öğretmeni misiniz?

Are you the science teacher?

Fen dersinde hücrelerin resimlerini çizdik.

In science class, we drew pictures of cells.

Tom bir fen bilgisi öğretmeniydi.

Tom was a science teacher.

Sabah bir fen sınavım var.

I have a science test in the morning.

O bir fen bilgisi öğretmenidir.

He's a science teacher.

O fen eğitimi yapmak zorundadır.

She has to study science.

Tom bir fen bilgisi öğretmeni.

Tom is a science teacher.

İki fen dersi almak zorunda.

He has to take two science classes.

Tom bir ortaokul fen öğretmenidir.

Tom is a middle school science teacher.

En sevdiğim ders Fen Bilgisi.

My favorite subject is science.

O benim fen bilgisi öğretmenimdi.

It was my science teacher.

- Bilimi severim.
- Fen bilimlerini seviyorum.

I like science.

- Sen fen bilgisi öğretmenisin, değil mi?
- Siz fen bilimleri öğretmenisiniz, değil mi?

You're a science teacher, aren't you?

fen bilimleri, teknolojii mühendislik ve matematik.

science, technology, engineering and math.

Ben fen testimde bir D aldım.

I got a D on my science test.

Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.

Tom used to sit on my right in science class.

Tom fen dersinde Mary'nin arkasında oturur.

Tom sits behind Mary in science class.

Boston'da sekizinci sınıf fen bilgisi öğretmeniyim.

I'm an eighth-grade science teacher in Boston.

Öğrenciler fen sınıfında bir mıknatıs kullandılar.

The students used a magnet in science class.

Bay Jackson bizim fen bilgisi öğretmeni .

Mr. Jackson is our science teacher.

Tom fen bilgisi öğretmenine aşık oldu.

Tom had a crush on his science teacher.

Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.

Chris risks falling behind in the science class.

Fen bilgisi hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

- I know nothing about science.
- I don't know anything about science.

Tom, coğrafya, fen ve tarihten hoşlanır.

Tom likes geography, science and history.

Tom bir fen öğretmeni değil mi?

Isn't Tom a science teacher?

Artık fen dersinde Tom'un yanında oturmuyorum.

I don't sit next to Tom in science class anymore.

Tom bir fen öğretmeni, değil mi?

Tom is a science teacher, isn't he?

Fen bilimleri dersinde sınıfının en iyisi.

He is better at science than anyone else in his class.

Fen bilgisi öğretmeni Tom'a bir A verdi.

The science teacher gave Tom an A.

Tom fen dersinde iyi bir not aldı.

Tom got a good grade in science.

Bu kitap fen öğrencileri için çok değerli.

This book is of great value to students of science.

Tom fen bilgisi ders kitabını evde bıraktı.

Tom left his science textbook at home.

Sen bir fen bilgisi öğretmeni değil misin?

Aren't you a science teacher?

Tom gerçekten bir fen bilgisi öğretmeni mi?

Is Tom really a science teacher?

Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.

Tom is better at science than anyone else in his class.

Tom bir fen bilgisi öğretmeni ve ben de.

Tom is a science teacher and so am I.

Tom ve Mary fen dersinde yan yana oturdular.

Tom and Mary sit next to one another in science class.

Şu fen bilgisi öğretmeni her yıl araba sürer.

That science teacher drives every year.

Birçok öğrenci matematik ve fen bilgisiyle mücadele ederler.

- Many students struggle with math and science.
- Many pupils have trouble with maths and science.

Tom, yerel bir lisede bir fen bilgisi öğretmeni.

Tom is a science teacher at a local high school.

Hangisinde daha iyisin, matematikte mi, fen bilgisinde mi?

Which are you better at, math or science?

Türk çocukları, 65 ülke içinde fen bilimlerinde 43. arkadaşlar.

In science, Turkish children are the 43th in 65 countries, guys.

Fen bilimlerinde çok iyi olmasına rağmen doktor olmak istemiyor.

He doesn't want to be a doctor, although he's very good at science.

Fen bilgisinde iyi olmasına rağmen, Tom bir doktor olmak istemiyor.

Tom doesn't want to be a doctor, although he's very good in science.

Tom Mary'ye fen bilgisi ödevinde ona yardım edip etmeyeceğini sordu.

Tom asked Mary if she could help him with his science homework.

Tom, fen bilgisinde çok iyi olmasına rağmen bir doktor olmak istemiyor, .

Tom doesn't want to be a doctor, although he's very good at science.