Translation of "Burs" in English

Tom burs aldı.

Tom got the scholarship.

Burs için başvuracağım.

I'm going to apply for the scholarship.

Ben burs kazandım.

I won the scholarship.

Tom burs kazandı.

Tom won a scholarship.

O, burs için başvurdu.

He applied for the scholarship.

O burs almak zorundaydı.

He had to get a scholarship.

Tom tam burs aldı.

Tom received a full scholarship.

Üniversite için burs aldım.

I had a scholarship to college.

Tom burs için başvurdu.

Tom applied for the scholarship.

Tom muhtemelen burs kazanacak.

Tom will probably win the scholarship.

Burs onun üniversiteye gitmesini sağlamıştır.

The scholarship enabled her to go to university.

O, burs sayesinde üniversiteye gidebildi.

She was able to go to college thanks to the scholarship.

Üniversite ona bir burs verdi.

The college granted him a scholarship.

Birçok yoksul öğrenciye burs verilir.

Many poor students are given bursaries.

Para yardımı yapan burs ve destekçiler,

grants and patrons who give money,

Yerinde olsam, burs için müracaat ederim.

If I were you, I would apply for the scholarship.

Tom bir burs için baş vurdu.

Tom applied for a scholarship.

Burs çalışmalarıma devam etmemi mümkün kıldı.

The scholarship made it possible for me to continue my studies.

Tom bir burs sayesinde üniversiteye gidebildi.

Tom was able to go to college thanks to a scholarship.

O deneme bana bir burs kazandırdı.

That essay got me a scholarship.

Tom üniversite için tam burs kazandı.

Tom earned a full scholarship to college.

Burs onun yurt dışında eğitim yapmasını sağladı.

The scholarship enabled him to study abroad.

Ve üniversitede futbol oynamak için bir burs aldım.

and I got a football scholarship to play football in college.

Burs onun eğitimine devam etmesini mümkün hale getirdi.

The scholarship made it possible for him to continue his education.

O sıkı çalışarak bir burs kazanmayı başarmayı umuyor.

He expects to succeed in winning a scholarship by studying hard.

Burs çalışmalarıma devam etmek için bana bir fırsat verdi.

The scholarship gave me a chance to continue my studies.

O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.

He was awarded a scholarship to do research for the foundation.

Bu öğrenci zengin değil, o yurtdışında eğitim için bir burs kazandı.

This student isn't rich, he won a scholarship to study abroad.

Eileen çok iyi bir öğrenciydi. O Syracuse Üniversitesinde okumak için bir burs kazandı.

Eileen was a very good student. She earned a scholarship to attend Syracuse University.