Translation of "Bildir" in English

Bana bildir.

- Let me know.
- Let me know!

Onlara bildir.

Let them know.

Bulduğunu bana bildir.

Let me know what you find.

Bitirdiğinde bana bildir.

Let me know when you've finished.

Kaza olursa, bana bildir.

If the accident happens, report to me.

Lütfen bana maliyeti bildir.

Please advise me of the cost.

Ne bulduğunu bana bildir.

Let me know what you find out.

Paketi aldığında bana bildir.

Let me know when you get the package.

Fikrini değiştirirsen bana bildir.

If you change your mind, let me know.

Acıyıp acımadığını bana bildir.

Please let me know if it hurts.

Onlara mutlu olduğumuzu bildir.

Let them know we're happy.

Hazır olduğunda bana bildir!

Let me know, when you are ready!

Nerede olduğumu Tom'a bildir.

Let Tom know where I am.

Bana adresi mesajla bildir.

Text me the address.

Pekala, sadece bana bildir.

Well, just let me know.

Bana ne düşündüğünü bildir.

Let me know what you think.

Gelip gelmediğini bize bildir.

Let us know if you're coming.

Bana ne olduğunu bildir.

Let me know what happens.

Ne olduğunu Tom'a bildir.

Let Tom know what's happening.

Bana sınav sonuçlarını bildir.

Let me know your exam results.

Zamanı geldiğinde bana bildir.

Let me know when it's time.

O bittiğinde bana bildir.

Let me know when it's over.

Ne yapabileceğimi bana bildir.

Let me know what I can do.

Gelmeyi planlarsan bana bildir.

Let me know when you plan to come.

Meşgul olduğumuzu onlara bildir.

Let them know we're busy.

Nerede olduğumu onlara bildir.

Let them know where I am.

Nerede olduğumu ona bildir.

Let him know where I am.

Ne olduğunu bize bildir.

- Let us know what's happening.
- Let us know what happens.

Ne olduğunu onlara bildir.

Let them know what's happening.

Ne olduğunu bana bildir.

Let me know what's happening.

Ne olduğunu ona bildir.

Let him know what's happening.

Neler olduğunu ona bildir.

Let her know what's happening.

Gelip gelemeyeceğini bize bildir.

Let us know if you can come.

Ne duyduğunu bize bildir.

Let us know what you hear.

Nerede olduğunu bize bildir.

Let us know where you are.

Tom'u görürsen bize bildir.

Let us know if you see Tom.

Ne düşündüğünü bize bildir.

Let us know what you think.

Neler olduğunu bize bildir.

Let us know what's going on.

Nerede olacağını bize bildir.

Let us know where you'll be.

Nerede kalacağını bize bildir.

Let us know where you'll be staying.

Gelebileceğin günleri bana bildir.

Let me know the days when you can come.

Gelip gelemediğini bize bildir.

Let us know whether you can come.

Nerede kaldığını bana bildir.

Let me know where you're staying.

Hazır olduğunda bana bildir.

Let me know when you'll be ready.

Tamam olduğunda bana bildir.

Let me know when it's done.

Onları geç kalacağımı bildir.

Let them know I'll be late.

Lütfen bana yeni adresini bildir.

Please let me know your new address.

Onları aldığında lütfen bana bildir.

Please let me know when you receive them.

Ne iş yaptığını bana bildir.

Let me know what you're up to.

Değişiklik yapmam gerekiyorsa bana bildir.

Let me know if I need to change.

O döner dönmez bana bildir.

As soon as he comes back, let me know.

Yarın gelmezsen bana telefonla bildir.

If you don't come tomorrow, notify me by phone.

Onu yapabilip yapamayacağını bize bildir.

- Let us know if you can come.
- Let us know if you can make it.

Ne yapmak istediğini bana bildir.

Let me know what you want to do.

Gitmeye hazır olduğunda bana bildir.

Let me know when you're ready to leave.

Düşün ve kararını bana bildir.

Think it over and let me know what you decide.

Yeni gelişmeler varsa bana bildir.

If there are any new developments, let me know.

Neye karar verdiğini bize bildir.

Let us know what you decide.

Tom gelirse lütfen bana bildir.

If Tom comes, please let me know.

Bir şey önerirsen bana bildir.

If you do come up with something, let me know.

Bir tane bulursan bana bildir.

If you find one, let me know.

Tom'un uyandığı anı bana bildir.

Let me know the moment Tom wakes up.

Hazır olur olmaz bana bildir.

Let me know as soon as you're ready.

O hazır olduğunda bana bildir.

Let me know when it's ready.

Bana ihtiyacın olduğunda bana bildir.

Let me know when you need me.

Sen öğrenir öğrenmez bana bildir.

Let me know as soon as you know.

Neye karar verdiğini bana bildir.

Let me know what you decide.

Bir şey öğrenirsen bana bildir.

Let me know if you find anything.

Eğer uykun gelirse bana bildir.

If you get sleepy, let me know.

Lütfen Osaka'ya geldiğinde bana bildir.

Please let me know when you come to Osaka.

Bir sorunumuz olduğunu Tom'a bildir.

Let Tom know we've got a problem.

Yardımıma ihtiyacın olursa, bana bildir.

If you need my help, let me know.

Bir şey öğrendiğinde bize bildir.

Let us know when you find out anything.

Eğer yorgunsan sadece bana bildir.

If you're tired, just let me know.

Bir şey eksikse bana bildir.

- Let me know if something is missing.
- Let me know if something's missing.

Bunun nasıl gittiğini bize bildir.

Let us know how it went.

Gelecek pazartesiye kadar bize bildir.

Let us know by next Monday.

Planlarının ne olduğunu bize bildir.

Let us know what your plans are.

Bunu nasıl değiştirebileceğimizi bize bildir.

Let us know how we can change that.

Hangi soruların olduğunu bize bildir.

Let us know what questions you have.

Bize katılmak istersen bize bildir.

Let us know if you'd like to join us.

Boston'a geleceğin zaman bize bildir.

Let us know when you'll be coming to Boston.

Bir şey anlamıyorsan bize bildir.

Let us know if you don't understand something.

Onun nasıl gittiğini bize bildir.

Let us know how it goes.

Bir şey duyarsan bana bildir.

Let me know if you hear anything.

Lütfen sonuçları bana telgrafla bildir.

Please let me know the results by telegram.

Yardımıma ihtiyacın olursa bana bildir.

Let me know if you need my help.

Yapmayı planladığın şeyi Tom'a bildir.

Let Tom know what you plan to do.

Ne zaman eve döneceğini bana bildir.

Let me know when you'll return home.

Herhangi bir sorunun olursa bana bildir.

If you have any questions, please let me know.

Biz oraya vardığımızda lütfen bana bildir.

Please let me know when we get there.

Havaalanına ne zaman varacağını bana bildir.

Let me know when you will arrive at the airport.

Ne zaman gelirsen gel, bana bildir.

Let me know whenever you come.

Bir sorunun olursa hemen bana bildir.

Let me know immediately if you have a problem.