Translation of "Bitki" in English

Bitki mavidir.

The plant is blue.

Bitki yetiştirmiş herkes

Anyone who has grown a plant

Ay'da bitki yoktur.

There are no plants on the Moon.

Bu bitki mavidir.

The plant is blue.

Bu bitki yeşil.

This plant is green.

Bu bir bitki.

It's a plant.

Bu bitki yenilebilir.

This plant is edible.

Bu bitki tüketmeliktir.

This plant is good to eat.

Bu bitki nedir?

What's this plant?

- Bu bitki yenilebilir değil.
- Bu bitki yenilir değil.

This plant isn't edible.

Toprakta, dünyadaki bitki örtüsünün

There's more carbon in soil

Bitki azar azar büyüdü.

This plant grew little by little.

Biz bahçeye bitki diktik.

- We have planted the garden.
- We've planted the garden.

Bu bitki Kanada'ya özgüdür.

This plant is indigenous to Canada.

Bu bitki soluk görünüyor.

This plant looks sick.

Bu bitki bir melez.

This plant is a hybrid.

- Birtki mavidir.
- Bitki mavidir.

The plant is blue.

- Bu bitki, kediler için zehirlidir.
- Bu bitki, kediler için toksiktir.

This plant is toxic to cats.

- Bu iklimde hiçbir bitki büyüyemez.
- Bu iklimde hiçbir bitki yetişemez.

No plant can grow in this climate.

Etrafta hiç çiçekli bitki yoktu,

there were no flowering plants,

Anneme bir bitki vermek istiyorum.

- I want to give Mom a plant.
- I want to give mum a plant.

Birçok bitki ilkbaharda çiçek açar.

Many plants bloom in the spring.

Bu yetişmesi kolay bir bitki.

It's an easy plant to grow.

Bu bitki kritik tehlike altında.

This plant is critically endangered.

Bu çok dekoratif bir bitki!

It's a very decorative plant.

Bu bitki Madeira adasına özgüdür.

This plant is particular to the island of Madeira.

Bu ne tür bir bitki?

What kind of plant is this?

Bu bitki çok suya ihtiyaç duyar.

This plant needs a lot of water.

O tür bitki yalnızca Brezilya'da bulunabilir.

Such plant can be found in Brazil only.

Sen bitki yetiştirmekten anlıyorsun gibi görünüyor.

It looks like you've got a green thumb.

Botanik bahçesinde birçok sıradışı bitki gördük.

- We found many strange plants in a botanical garden.
- We saw many unusual plants in the botanical garden.

Bu bitki baharın başlarında çiçek açar.

This plant flowers at the beginning of spring.

Devedikenden daha dikenli bir bitki yoktur.

There's no plant more prickly than a thistle.

Mercanlar hayvan mı yoksa bitki midirler?

Are corals animals or plants?

Bitki çayları hakkında bir bloğum var.

I have a blog about herbal teas.

Tom Mary'ye saksıya dikilmiş bir bitki verdi.

Tom gave Mary a potted plant.

Tom kendisine bir fincan bitki çayı koydu.

Tom poured himself cup of herbal tea.

Kanepede bitki gibi boş boş yatmayı kes.

Stop vegetating on the couch.

Bundan önce, bu bölgede bitki yaşamı yoktu.

Before that, there was no plant life in this region.

- Tom bir botanikçi.
- Tom bir bitki bilimci.

Tom is a botanist.

Bitki üstünde çiçeklerin büyüdüğü bir başak gönderir.

The plant sends out a spike on which the flowers grow.

Bu tür bitki sadece tropik bölgelerde yetişir.

This kind of plant grows only in the tropical regions.

Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.

The herb used in that pasta sauce might be parsley.

Bu bitki yaygın olarak ilaç olarak kullanılır.

This plant is widely used as medicine.

Nehrin yakınındaki bitki örtüsünün sadece birkaç yaması vardı.

There were only a few patches of vegetation near the river.

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.

Hiçbir bitki ya da hayvana sahip değilsin, değil mi?

You don't have any plants or animals, right?

Dünya'nın oksijenin yaklaşık üçte ikisi bitki plankton tarafından üretilir.

About two-thirds of the Earth's oxygen is produced by phytoplankton.

Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir.

In addition to water, sunshine is absolutely necessary for plant life.

Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.

The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell.

Yeni Zelanda birçok benzersiz bitki ve hayvana ev sahipliği yapar.

New Zealand is home to many unique plants and animals.

Biri mağaralarda sarkıt ve dikitler, mineraller, bitki ve hayvan yaşamını bulabilir.

In the caves one can find stalactites and stalagmites, minerals, and plant and animal life.

Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.

Coal, natural gas and oil are the remains of plants and animals that lived millions of years ago.