Translation of "Binme" in English

0.003 sec.

Examples of using "Binme" in a sentence and their english translations:

Gemiye binme zamanı.

It's time to get aboard.

Bu trene binme.

Don't get on this train.

Henüz trene binme.

Don't get on the train yet.

Bir bisiklete binme girişiminde bulundu.

She made an attempt to ride a bicycle.

Attan inip eşeğe binme, Tom.

Get off your high horse, Tom.

Bu, gemiye binme kartı mı?

Is this the embarkation card?

- Binme için teşekkürler.
- Gezinti için teşekkürler.

Thanks for the lift.

O ata binme. O seni atacaktır.

Don't ride that horse. He'll throw you.

- Bir taksiye binme sorunum vardı.
- Taksi bulmakta zorlandım.

I had trouble getting a taxi.

Bir dönme dolaba binme yapmak için en sevdiğim şey.

Riding in a Ferris wheel is my favorite thing to do.

Tom atlara binme hakkında bildiğim her şeyi bana öğretti.

Tom taught me everything I know about riding horses.

Bu şimdiye kadar benim ilk kez bir helikoptere binme zamanım.

This is my first time to ever ride in a helicopter.

Kendi güvenliğin için, sarhoş bir sürücüsü olan bir arabaya asla binme.

For your own safety, never ride in a car with a drunk driver.

- Tom aviofobiden muzdarip.
- Tom uçma korkusundan muzdarip.
- Tom uçuş korkusundan muzdarip.
- Tom uçak korkusundan muzdarip.
- Tom uçak korkusu çekiyor.
- Tom uçağa binme korkusu çekiyor.

Tom suffers from aviophobia.