Translation of "Başımıza" in English

0.010 sec.

Examples of using "Başımıza" in a sentence and their english translations:

- Başımıza iş aldık.
- Başımıza iş açtık.
- Başımıza ihale aldık.

We brought trouble.

Tek başımıza yaşayamayız.

We cannot live in solitude.

Başımıza gelen bu.

That's what happened to us.

Kendi başımıza oynayalım.

Let's play by ourselves.

- Bunu kendi başımıza yapmamız gerekiyor.
- Bunu kendi başımıza yapmalıyız.
- Bunu kendi başımıza yapmak zorundayız.

We have to do this on our own.

Biz kendi başımıza iyiyiz.

We're fine on our own.

Hayır, gökyüzü başımıza düşmez.

No, the sky won't fall on our heads.

Bunu kendi başımıza taşıyabiliriz.

We can move it by ourselves.

Bunu tek başımıza yapamayız.

We can't do this alone.

Bunu tek başımıza yapamayacağız.

We won't be able to do this alone.

Umarım başımıza bela gelmez.

- I hope we don't get in trouble.
- I hope we don't get into trouble.

Bunu kendi başımıza başarabiliriz.

We can manage this on our own.

- Neyse ki bu bizim başımıza gelmedi.
- Bu iyi ki bizim başımıza gelmemiş.
- Allah'tan bu bizim başımıza gelmedi.

- It's good that that didn't happen to us.
- It's good that didn't happen to us.

çünkü bunu tek başımıza yapamayız.

because we cannot do this alone.

Başımıza konmuş bir ödül var.

There's a price on our heads.

Bu niye bizim başımıza geliyor?

Why did it have to be us?

Bunu kendi başımıza yapmamız gerekiyor.

We have to do this on our own.

Biz onu kendi başımıza yapacağız.

We're going to do that on our own.

O asla bizim başımıza gelmeyecek.

That'll never happen to us.

- Bunu kendi başımıza yapmayalım.
- Bunu kendi kendimize yapmayalım.
- Bunu tek başımıza yapmayalım.

Let's not do that by ourselves.

Muhtemelen bu sorunu tek başımıza çözemeyeceğiz.

We probably won't be able to solve this problem by ourselves.

Bu problemi kendi başımıza çözebileceğimizi sanmıyorum.

- I don't think we'll be able to solve this problem by ourselves.
- I don't think that we will be able to solve this problem by ourselves.
- I don't think that we'll be able to solve this problem by ourselves.

Bu sorunu kendi başımıza çözebileceğimizi sanmıyorum.

- I don't think we'll be able to solve this problem by ourselves.
- I don't think that we will be able to solve this problem by ourselves.
- I don't think that we'll be able to solve this problem by ourselves.

Hala başımıza konmuş bir ödül var.

There's still a price on our heads.

Biz işleri kendi başımıza yapmayı severiz.

We like doing things on our own.

Bunu tek başımıza ikimiz de yapamazdık.

- Neither of us could've done that alone.
- Neither of us could have done that alone.

Tom ve bunu kendi başımıza yapmayacağız.

Tom and I won't do that by ourselves.

Bu bizim başımıza ilk kez gelmedi.

- This isn't the first time this has happened to us.
- This isn't the first time that this has happened to us.

Bu neredeyse bizim de başımıza gelecekti.

That almost happened to us, too.

Tom ve ben bunu kendi başımıza yapmadık.

Tom and I didn't do that by ourselves.

Tom ve ben bunu kendi başımıza yapabiliriz.

Tom and I might do that by ourselves.

Tom ve ben bunu kendi başımıza yapamayız.

Tom and I can't do that by ourselves.

Bu, bizim başımıza gelen en kötü şey.

That's the worst thing that's happened to us.

Başımıza gelen yılın sadece iyilik getireceğini umuyoruz.

We hope that the year happens to us will bring only good.

- Bu bize de oldu.
- Bizim de başımıza geldi.

This happened to us, too.

Tom ve ben bunu kendi başımıza yapmak istedik.

Tom and I wanted to do that by ourselves.

Tom ve ben nadiren bunu kendi başımıza yaparız.

Tom and I seldom do that by ourselves.

Senin ve benim bunu kendi başımıza yapabileceğimizi sanmıyorum.

- I don't think you and I'll be able to do that by ourselves.
- I don't think that you and I'll be able to do that by ourselves.

- Sizce Tom ve ben bunu kendi başımıza yapabilecek miyiz?
- Tom ve benim bunu kendi başımıza yapabileceğimizi düşünüyor musun?

Do you think Tom and I'll be able to do that by ourselves?

- Bu niye bizim başımıza geliyor?
- Bu neden bize oluyor?

Why is this happening to us?

- O bizim de başımıza geldi.
- O bize de oldu.

That happened to us, too.

Tom ve benim bunu kendi başımıza yapmamız tehlikeli olabilir.

- I think it might be dangerous for Tom and me to do that by ourselves.
- It might be dangerous for Tom and me to do that by ourselves.

Tom ve bana bunu kendi başımıza yapmayı denemememiz söylendi.

Tom and I've been told not to try doing that by ourselves.

Tom ve ben bunu kendi başımıza daha hızlı yapabilirdik.

- Tom and I could've done that faster by ourselves.
- Tom and I could have done that faster by ourselves.

Tom ve ben bunu sık sık kendi başımıza yapmıyoruz.

Tom and I don't do that by ourselves very often.

Tom Mary ve benim eve kendi başımıza gitmemizi söyledi.

Tom told Mary and me to go home by ourselves.

Tom Mary ve benim bunu kendi başımıza yapmamızı söyledi.

Tom told Mary and me to do that by ourselves.

Tom ve benim kendi başımıza serbest dalışa gitmemiz tehlikeli olabilir.

It might be dangerous for Tom and me to go skin diving by ourselves.

Sanırım Tom ve benim kendi başımıza Boston'a gitmemize izin vermelisin.

- I think you ought to let Tom and me go to Boston by ourselves.
- I think you should let Tom and me go to Boston by ourselves.

Sanırım Tom ve benim bunu kendi başımıza yapmamıza izin vermelisin.

I think you should let Tom and me do that by ourselves.

Tom ve ben bunu geçen Pazartesi günü kendi başımıza yaptık.

Tom and I did that by ourselves last Monday.

Ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.

and as a result it became far easier for us to enjoy that content alone.

- Bu bize nasıl olabilir?
- Bu nasıl olur da bizim başımıza gelir?

How could this happen to us?

Tom Mary'ye ve bana bunu kendi başımıza yapmaya çalışmamız gerektiğini söyledi.

Tom told Mary and me that we should try to do that by ourselves.

Tom'un ve benim bunu yalnız başımıza yapmak zorunda olduğumuzu bilmiyor muydun?

- Didn't you know that Tom and I had to do that alone?
- Didn't you know Tom and I had to do that alone?

Tom bize yardım etmek için evde kalmak zorunda değildi. Onu kendi başımıza yapabilirdik.

- Tom didn't have to stay home to help us. We could've done it by ourselves.
- Tom didn't have to stay home to help us. We could have done it by ourselves.

Başımıza gelen bu felaket öngörülebilir olsa da, bunu önlemek için kimse kılını dahi kıpırdatmadı.

Although the catastrophe which beset us was foreseeable, no one did anything to prevent it before it occurred.