Translation of "Bağları" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bağları" in a sentence and their english translations:

Bağları güçlüydü.

Their bond was strong.

Ayakkabı bağları almalıyım.

I need to buy shoestrings.

İki ailenin çok yakın bağları var.

The two families have very close ties.

Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.

The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.

Bush'un el-Kaide ile bağları var mıydı?

Did Bush have ties to al-Qaida?

Tom, ona hakaret eden herkesle bağları koparır.

Tom severs ties with anyone that insults him.

Sami arkadaşlarıyla olan tüm bağları kırmak istedi.

Sami wanted to break all ties with his friends.

Amerika Birleşik Devletler'nin Meksika ile yakın bağları vardır.

The United States has close ties to Mexico.

Anne ve çocuk arasındaki değerli bağları yok edemezsiniz.

You can't destroy the precious bond between mother and child.

Bu melez ırklı kölelerin köle sahipleriyle kan bağları vardı

These mixed-race slaves are related to the slave masters

Sarsılan diplomatik ilişkiler iki ülke arasındaki ekonomik bağları koparmadı.

Bumpy diplomatic relations haven't halted economic ties between the two nations.

- Sami'nin Leyla ile ilişkileri vardı.
- Sami'nin Leyla ile bağları vardı.

Sami had ties to Layla.

Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.

It's also a chance to cement the bonds that keep such a large family together.

Siyasi açıdan şüpheli bu generallerle olan bağları Berthier'in kendisini mercek altına aldı.

ties to these politically-suspect generals  put Berthier himself under the spotlight.