Translation of "Bağıramayacak" in English

0.002 sec.

Examples of using "Bağıramayacak" in a sentence and their english translations:

Tom bağıramayacak kadar çok korkmuştu.

Tom was too scared to yell.

Odaya girdiğimi uyarmak için Tom ve Mary birbirlerine bağıramayacak kadar çok meşguldü.

Tom and Mary were too busy yelling at each other to notice that I'd entered the room.