Translation of "Büyükbabası" in English

0.005 sec.

Examples of using "Büyükbabası" in a sentence and their english translations:

Büyükbabası tarafından eğitildi.

She was educated by her grandfather.

Büyükbabam büyükbabası için çalışırdı.

My grandfather used to work for his grandfather.

Tom büyükbabası tarafından büyütüldü.

Tom was raised by his grandfather.

O tıpatıp büyükbabası gibidir.

He's just like his grandfather.

Tom'un büyükbabası ve Mary'nin büyükbabası II Dünya Savaşında birlikte dövüştüler.

Tom's grandfather and Mary's grandfather fought together in World War II.

Onun büyükbabası kaç yaşında olabilir?

How old might his grandfather be?

Mary'nin büyükbabası tırpanla hasat kaldırırdı.

Mary's grandfather used to harvest by scythe.

Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.

Tom's great-grandfather was born blind.

Onun büyükbabası yerli bir Liechtensteinlıdır.

His grandfather is a native Liechtensteiner.

Hatta büyükbabası da krem peynir yaparmış.

and his grandfather made cream cheese before that.

Onun büyükbabası huzur içinde vefat etti.

His grandfather passed away peacefully.

Tom Mary'nin büyükbabası olacak kadar yaşlı.

Tom is old enough to be Mary's grandfather.

Büyükbabası ilerlemiş yaşına rağmen oldukça sağlıklı.

His grandfather is still very healthy for his age.

Tom'un büyük-büyük-büyükbabası bir köleydi.

Tom's great-great-grandfather was a slave.

Tom'un büyükbabası geçen pazartesi vefat etti.

Tom's grandfather passed away last Monday.

Büyükbabası yaşına göre hâlâ oldukça sağlıklı.

His grandfather is still very healthy for his age.

Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı.

Tom's grandfather was a concentration camp survivor.

Tom ve büyükbabası Fransızca iletişim kuruyor.

Tom and his grandfather communicate in French.

Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.

His grandfather bought him the expensive toy.

81 yaşındaki büyükbabası onunla gurur duyuyor.

- The new venture was financed by a group of entrepreneurs.
- His 81-year-old grandfather is proud of him.

Bob sabah erken saatlerde büyükbabası ile buluştu.

Bob met her grandfather early in the morning.

Tom'un büyükbabası ona onun nasıl yapılacağını gösterdi.

Tom's grandfather showed him how to do that.

Tom büyükbabası ölene kadar onun zengin olduğunu bilmiyordu.

Tom never knew his grandfather was rich until after he died.

- Mary, dedesi tarafından büyütüldü.
- Mary, büyükbabası tarafından büyütüldü.

Mary was raised by her grandfather.

Onun büyükbabası ona "Tom, sen hiçbir işe yaramazsın" derdi.

His grandfather used to say to him: "Tom, you're good for nothing."

- Tom'un büyük büyük büyükbabası bir korsandı.
- Tom'un dedesinin dedesi bir korsanmış.

Tom's great-great-grandfather was a pirate.

- 81 yaşındaki büyükbabası onunla gurur duyuyor.
- Yeni girişim bir grup girişimci tarafından finanse edildi.

The new venture was financed by a group of entrepreneurs.

Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.

Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse.

- Tom'un büyükbabası orduda bir muhabere subayıydı.
- Tom'un dedesi orduda irtibat subayıydı.
- Tom'un dedesi kara irtibat subayıydı.
- Tom'un dedesi kara muhabere subayıydı.

Tom's grandfather was a signal officer in the army.