Translation of "Büyükbabam" in English

0.025 sec.

Examples of using "Büyükbabam" in a sentence and their english translations:

Büyükbabam Osaka'lıdır.

My grandfather comes from Osaka.

Büyükbabam Osakalı.

My grandfather is from Osaka.

Büyükbabam hasta.

My grandpa is sick.

Büyükbabam bastonsuz yürüyemez.

- My grandfather cannot walk without a walking stick.
- My grandfather can't walk without a walking stick.

Büyükbabam savaşta yaralandı.

My grandfather was wounded in the war.

Büyükbabam bir çiftçiydi.

My grandfather was a farmer.

Bu benim büyükbabam.

This is my grandfather.

Büyükbabam Kore'de öldü.

My grandfather died in Korea.

Büyükbabam okumayı severdi.

My grandfather used to love reading.

Büyükbabam okumayı sevdi.

My grandfather loved reading.

Büyükbabam doksanlı yaşlarında.

My grandfather is in his nineties.

Büyükbabam bir değirmenciydi.

My grandfather was a miller.

Büyükbabam bir arkeologdu.

- My grandfather was an archaeologist.
- My grandpa was an archeologist.

Büyükbabam onu söylerdi.

My grandfather used to say that.

Büyükbabam bir kahramandı.

My grandfather was a hero.

Büyükbabam bir arkeologtu.

- My grandfather was an archaeologist.
- My grandpa was an archeologist.

Benim büyükbabam hasta.

My grandfather is sick.

Büyükbabam bir polisti.

My grandfather was a policeman.

Büyükbabam çok yavaş konuşur.

My grandfather speaks very slowly.

Büyükbabam şeyleri abartmayı sever.

- Grandpa likes to overdo it.
- Grandpa likes to go overboard.
- Grandpa likes to overdo things.

Büyükbabam kitap okumayı sever.

My grandfather likes reading books.

Büyükbabam köpeği olmadan yürüyemez.

My grandfather can't walk without his cane.

Büyükbabam kendi mobilyasını yapardı.

- My grandfather used to make furniture for himself.
- My grandfather used to make his own furniture.

Tom büyükbabam için çalışırdı.

Tom used to work for my grandfather.

Büyükbabam büyükbabası için çalışırdı.

My grandfather used to work for his grandfather.

Benim büyükbabam kısmen Hintliydi.

My grandfather was part Indian.

Büyükbabam üniversiteye gireceğimi umuyor.

My grandfather hopes that I will enter college.

Büyükbabam artık araba sürmüyor.

- My grandfather doesn't drive anymore.
- My grandfather no longer drives.

Büyükbabam artık idrar tutamıyor.

Grandpa cannot hold urine anymore.

Büyükbabam bir sulh hakimiydi.

My grandfather was a justice of the peace.

Büyükbabam 89 yaşına girdi.

My grandfather turned 89 years old.

O benim büyükbabam mı?

Is he my grandfather?

Büyükbabam onu abartmayı seviyor.

Grandpa likes to overdo it.

Büyükbabam denize gitmekten hoşlanıyor.

Grandpa likes to go overboard.

Büyükbabam yorulmaz bir işçidir.

My grandfather is a tireless worker.

Büyükbabam bize eski şeylerden bahseder.

My grandfather tells us about old things.

Büyükbabam kendisi için mobilya yapardı.

- My grandfather used to make furniture for himself.
- My grandfather used to make his own furniture.

Büyükbabam beş yıl önce öldü.

My grandfather died five years ago.

Beni bugünkü durumuma büyükbabam getirdi.

My grandfather has made me what I am.

Şirketi bugünkü durumuna büyükbabam getirdi.

My grandfather made the company what it is today.

Büyükbabam öleli on yıl oldu.

It is ten years since my grandfather died.

Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.

My grandfather nodded and smiled at me.

Büyükbabam yaşlandığı için emekli oldu.

- Grandfather has retired because he is getting old.
- My grandfather has retired because he's grown old.

Büyükbabam İkinci Dünya Savaşı'nda öldü.

My grandfather died in the Second World War.

Bu ağaç büyükbabam tarafından dikildi.

This tree was planted by my grandfather.

Büyükbabam bankamatikten para çekmesini bilmiyor.

My grandfather doesn't know how to take money out of an ATM.

Büyük büyükbabam bir çete lideriydi.

My great-grandfather was a gang leader.

Büyükbabam bu evi inşa etti.

My grandfather built this house.

Büyükbabam bunu benim için aldı.

Grandpa bought this for me.

Büyükbabam bir baston olmadan yürüyemiyor.

My grandfather cannot walk without a stick.

Bilakis, büyükbabam eskisinden daha mutlu görünüyor.

If anything, my grandfather seems happier than before.

Büyükbabam üç yıl önce vefat etti.

My grandfather passed away three years ago.

Büyükbabam önümüzdeki yıl emekli olmayı planlıyor.

My grandfather is planning to retire the year after next.

Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı.

My grandfather is 90 years old and very lively.

Büyükbabam her zaman bu sandalyede oturur.

My grandfather always sits in this chair.

Yalnızken, büyükbabam bazen kendi kendine konuşur.

My grandfather sometimes talks to himself when he's alone.

Büyükbabam sabah erkenden yürüyüş yapmayı sever.

My grandfather is fond of taking a walk early in the morning.

Hem büyükbabam hem de büyükannem öldü.

Both my grandfather and grandmother are dead.

Büyük büyükbabam bir çetenin lideri idi.

My great-grandfather was the leader of a gang.

Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.

My grandfather lived till he was eighty-nine.

Büyükbabam tarafından bana Robert adı verildi.

I was named Robert by my grandfather.

Büyükbabam hayatında asla bir doktora danışmadı.

My grandfather has never consulted a doctor in his life.

Büyükbabam bir korsandı, bir hazine avcısıydı.

My grandfather was a pirate, a treasure hunter.

Büyükbabam gençken oldukça iyi şarkı söyleyebiliyordu.

My grandfather could sing quite well when he was young.

Büyükbabam hâlâ yeni fikirleri almak için çabalıyor.

My grandfather still endeavors to absorb new ideas.

Büyükbabam böyle günler olacağını her zaman söyledi.

Grandpa always said there'd be days like this.

Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.

My grandfather usually eats breakfast at six.

Büyükbabam o gece onun son nefesini verdi.

My grandfather breathed his last on that night.

Az önce gördüğün yaşlı adam benim büyükbabam.

The old man you just saw is my grandfather.

Keşke büyükbabam onu görmek için hayatta olsaydı.

- I wish my grandfather had been alive to see that.
- I wish that my grandfather had been alive to see that.

Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.

My grandfather gave me a birthday present.

Ayrıca benim çok sevdiğim bir de büyükbabam vardı.

I also had grandpa who I really loved.

Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra ölmüş.

My grandfather died shortly after my birth.

Büyükbabam seksen yaşında bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.

My grandfather died of a disease at eighty.

O gri kedicik, lütfen mırıldama. Büyükbabam seni duyabilir.

O grey pussycat, please don't purr. Grandpa might hear you.

Hala hayatta olan babam ve büyükbabam dil profesörleriydiler.

My father, who's still alive, and my grandfather were language professors.

Annemin tarafında büyükbabam on yıl önce vefat etti.

My grandfather on my mother's side passed away ten years ago.

Biz uyandığımızda büyükbabam kahvaltı için taze çörekler getirmişti.

When we woke up, Grandfather had brought fresh buns for breakfast.

Büyükbabam her zaman, şu ya da bu nedenle söyleniyor.

My grandfather was always grumbling about something or other.

Büyükbabam seksen yaşın üzerindedir fakat o iyi bir yürüyücüdür.

My grandfather is over eighty years old, but he is a good walker.

O benim babamın babası. O benim baba tarafından büyükbabam.

He's my father's father. He's my paternal grandpa.

Büyükbabam kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmayı bir kural haline getirdi.

My grandfather made it a rule to take a walk before breakfast.

Büyükbabam mide ağrısı için yardım aramak için hastaneye gitti.

My grandfather went to the hospital to seek help for his stomach pain.

- Büyük büyükbabam Kanadalıydı.
- Babamın dedesi Kanadalıydı.
- Dedemin babası Kanadalıydı.

My great-grandfather was a Canadian.

Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.

My grandfather wants to live quietly for the rest of his life.

- Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor.
- Yaşından dolayı, büyükbabam iyi duymaz.

Because of his age, my grandfather doesn't hear well.

Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.

My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy.

- Dedem yirminci doğum günüm için bana bir araba verdi.
- Büyükbabam yirminci doğum günüm için bana bir araba hediye etti.

My grandfather gave me a car for my twentieth birthday.