Translation of "Büyüdük" in English

Beraber büyüdük.

We grew up together.

Biz ayrı büyüdük.

We've grown apart.

Neredeyse birlikte büyüdük.

We practically grew up together.

Biz böyle büyüdük.

That's how we grew up.

Tom'la aynı blokta büyüdük.

I grew up on the same block as Tom.

Biz yoksulluk içinde büyüdük.

We grew up in poverty.

İkimiz de Boston'da büyüdük.

We both grew up in Boston.

Kabiliye'deki aynı köyde büyüdük.

We grew up in the same village in Kabylie.

- Boston'da büyüdük.
- Boston'da yetiştik.

We were raised in Boston.

Aslında birçok bakımdan birlikte büyüdük.

In fact, in a lot of ways, we grew up together.

Tom ve ben birlikte büyüdük.

Tom and I grew up together.

- Hem Tom hem ben Avustralya'da büyüdük.
- İkimiz de, Tom ve ben Avustralya'da büyüdük.

- Tom and I both grew up in Australia.
- Both Tom and I grew up in Australia.

Tom ve ben her ikimiz de Boston'da büyüdük.

- Tom and I both grew up in Boston.
- Both Tom and I grew up in Boston.

Büyüdüğümüz için oyun oynamayı bırakmadık; oyun oynamayı bıraktığımız için büyüdük.

We don't stop playing because we grow old; we grow old because we stop playing.