Translation of "Ayrılacağım" in English

Yarın ayrılacağım.

- I am going to leave tomorrow.
- I'm going to leave tomorrow.

Okuldan ayrılacağım.

I'm going to leave school.

Ben hemen ayrılacağım.

I'll leave right away.

Bu gece ayrılacağım.

I'll leave tonight.

Ben erken ayrılacağım.

I'll leave early.

Ekim ayında ayrılacağım.

I'll leave in October.

2.30'da ayrılacağım.

I'll be leaving at 2:30.

Annem döndüğünde evden ayrılacağım.

- I will leave home when my mother comes back.
- I will go out when Mother comes back.
- I'll leave home when my mother comes back.

Bu gece Tokyo'dan ayrılacağım.

I'll leave Tokyo tonight.

Sabahleyin yaklaşık onda ayrılacağım.

I'm going to leave about ten in the morning.

Altı buçukta kütüphaneden ayrılacağım.

I'm going to leave the library at six-thirty.

Pazartesi günü Boston'dan ayrılacağım.

I'll leave Boston on Monday.

Sanırım bugün erken ayrılacağım.

I think that I'll leave early today.

Saat 2.30'da ayrılacağım.

- I'll leave at 2:30.
- I'm going to leave at 2:30.

- Yarın ayrılacağım.
- Yarın hareket edeceğim.

I am going to leave tomorrow.

Hava iyi olursa yarın ayrılacağım.

We shall leave tomorrow, weather permitting.

Bu tekrar olursa ben ayrılacağım.

If that happens again, I'll leave.

2.30 dan önce buradan ayrılacağım.

I'm going to leave here before 2:30.

Eğer sakıncası yoksa, şimdi ayrılacağım.

If you don't mind, I'll leave now.

- Yaptığın zaman ayrılacağım.
- Yaptığın zaman gideceğim.

I'll leave when you do.

Gelecek ayın ikinci veya üçüncü günü ayrılacağım.

I'll leave the second or third of next month.

- Yarından sonraki gün ayrılıyorum.
- Yarından sonra ayrılacağım.

- I leave the day after tomorrow.
- I'm leaving the day after tomorrow.

- Önümüzdeki yıl emekliye ayrılacağım.
- Seneye emekli olacağım.

I'm going to retire the next year.

- Tom geldiğinde ben ayrılacağım.
- Tom geldiğinde ben gideceğim.

I'll leave when Tom comes.

- Yarından sonraki gün ayrılacağım.
- Yarından sonraki gün ayrılıyor olacağım.

I'll be leaving the day after tomorrow.

Pekâlâ. Diğer on beş Almanca cümleyi tercüme edip, ondan sonra ayrılacağım.

All right. I'll translate another fifteen sentences in German, and then leave.

- Bu gece bu kasabadan ayrılıyorum.
- Bu gece bu kasabayı terk ediyorum.
- Bu gece bu şehirden ayrılacağım.

I'm leaving this town tonight.