Translation of "şikayetçi" in English

Şikayetçi olurdum.

I would lodge a complaint.

Tom şikayetçi olacak.

Tom is going to make a complaint.

Gürültüden şikayetçi olacağım.

I'm going to go complain about the noise.

Senden şikayetçi olacağım.

I'll complain about you.

Biz şikayetçi değildik.

We weren't complaining.

Bundan şikayetçi olmayacağım.

I won't complain about that.

Bu küfürlerden şikayetçi olup

Complain about these curses

Tom şikayetçi olmak istemiyor.

Tom doesn't want to press charges.

- Birçok kadın eş yüksek fiyatlardan şikayetçi.
- Birçok hanım yüksek fiyatlardan şikayetçi.

Many wives complain about high prices.

Komşum gürültü hakkında şikayetçi oldu.

My neighbor complained about the noise.

Kötü servis hakkında şikayetçi olduk.

We complained about the poor service.

Ken bir baş ağrısından şikayetçi.

Ken complained of a headache.

Birçok insan bundan şikayetçi oldu.

Many people have complained about that.

Ben zaten bundan şikayetçi olmuştum.

I've already complained about that.

O her zaman kötü muameleden şikayetçi.

He is always complaining of ill treatment.

O bana küçük maaşımdan şikayetçi oldu.

She complained to me of my small salary.

Okul müdüründen şikayetçi olduğun doğru mu?

Is it true that you complained to the principal?

- Şikayette bulunmak istiyorum.
- Şikayetçi olmak istiyorum.

I'd like to file a complaint.

O her zaman yemeklerden şikayetçi oluyor.

He's always complaining about the food.

Tom herhangi bir rahatsızlıktan şikayetçi değil.

Tom hasn't complained of any discomfort.

O, her zaman işinden şikayetçi oluyor.

She is always complaining of her job.

Tom bir iş bulamadığından şikayetçi oldu.

Tom complained that he couldn't find a job.

Her şeyden şikayetçi olan insanlar var.

There's people complaining of everything.

Onlar şehir yönetimi hakkında şikayetçi oldu.

They complained about the city administration.

O, benim düşük maaşımdan şikayetçi oldu.

She complained about my low salary.

O, gürültü hakkında ona şikayetçi oldu.

She complained to him about the noise.

Kimse şikayetçi değil. Endişelenmemize gerek yok.

Nobody is complaining. We don't need to worry.

Tom Mary'nin davranışı hakkında şikayetçi oldu.

Tom has complained about Mary's behavior.

Tom, Mary'nin muhtemelen şikayetçi olacağını söyledi.

- Tom said Mary would likely complain.
- Tom said that Mary would likely complain.

Fakat Kolombiya devlet başkanı bu durumdan şikayetçi

But the Colombian president complains about this situation

Hasta her zaman bir baş ağrısından şikayetçi.

The patient is always complaining of a headache.

Onlar, odanın çok sıcak olmasından şikayetçi oldular.

They complained of the room being too hot.

Tom işinden şikayetçi olmaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Tom did nothing but complain about his job.

Komşularım dün gece yaptığımız gürültü için şikayetçi oldu.

My neighbors complained about the noise we made last night.

Tom, Mary'nin yaptıkları hakkında her zaman şikayetçi olur.

Tom always complains about what Mary does.

- Sami şikayetçi olmayı reddetti.
- Sami suçlamada bulunmayı reddetti.

Sami refused to press charges.

Yüksek fiyatlardan şikayetçi olan bir sürü ev kadını vardır.

- Many wives complain about high prices.
- There are many housewives who complain about high prices.

Çok sıcak ve nemli olduğu için odadan şikayetçi oldu.

He complained about the room being too hot and humid.

Onlar sık sık Tokyo'da yaşamanın maliyeti hakkında şikayetçi olurlar.

They often complain about the cost of living in Tokyo.

Tom'un bir şey hakkında şikayetçi olduğunu hiç duyduğumu sanmıyorum.

- I don't think I've ever heard Tom complain about anything.
- I don't think that I've ever heard Tom complain about anything.

Diğer kulüp üyelerinden herhangi biri Tom hakkında şikayetçi oldu mu?

Did any of the other club members complain about Tom?

O hep şikayetçi olduğu için işi yaparken zor bir zaman geçirdik.

We had a hard time doing the job because he was always complaining.

Tom eşi şikayetçi olmadan önce üç hafta boyunca tıraş olmadan gitti.

Tom went for three weeks without shaving before his wife complained.

Tom'a hiç kimse yardımcı olmuyor, ama o bundan hiç şikayetçi değil.

- Nobody helps Tom, but he never complains.
- No one helps Tom, but he never complains.

Bir menopozlu lanet yaşlı fahişe, hiç neden yokken benim hakkımda şikayetçi oldu.

A fucking menopausal old bitch was complaining about me for no reason.

Tom ve Mary çocuklar olmadan birlikte geçirecek zamanlarının olmadığı konusunda sık sık şikayetçi oldu.

Tom and Mary frequently complained that they never had time to spend together without the children.